1/2

World of Warcraft Tarihi - Illidan 3

Özgür Yıldız 11.08.2013 - 12:48
Outland'e kaçış
Geçtiğimiz haftalarda World of Warcraft evreninin tarihini anlatan yazı dizimizi sonlandırdığımızı belirtmiştim (Hala okumadıysanız, sitemizin üstünde yer alan arama kısmından "World of Warcraft Tarihi" olarak aratıp bulabilirsiniz). Şimdi ise sizlere World of Warcraft evreninde önemli yerlere sahip karakterlerin geçmişlerini daha detaylı olarak sunmaya devam ediyorum.

Bir önceki hafta Illidan Stormrage'in hikayesine ikinci bölümle devam etmiştik.. Şimdi ise bu hikayenin devamıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.

Broken Isles’da Yüzleşme

Illidan’ın hizmetkarları, her ne kadar çaba göstermiş olsalar da, gemileri yakmakta tamamen başarılı olamamışlardı. Maiev ve Korucular, Broken Isles’a Illidan ulaştıktan kısa bir süre sonra vardılar ve iki güç, sulu toprak boyunca savaştılar. Illidan lahde ulaştı, Maiev’de hemen onu takip etti. Illidan, Gul’dan’ın bilgisiyle lahitte hızlıca hareket etti ve Sargeras’ın Gözü’nü barındıran salona geldi. Maiev ona yetiştiğinde, Illidan ve Vashj, bu güçlü nesneyi aktive ediyordu. Kendisini 10 bin yıl hapsetmesinin intikamı olarak Illidan, Göz’ü lahdi Maiev’in üstüne yıkmak için kullandı ve naga’ların kullandığı su altı geçitlerini kullanarak oradan uzaklaştı. Her ne kadar Naisha ve diğer Korucu’ları öldürmüş olsa da, Maiev ondan sihirli güçleriyle kaçmayı başardı. Yüzeye çıkıldığında ise Maiev ve Illidan savaşıyorlardı ve Maiev, Ashenvale’den yardım çağırması için bir süvari yollamıştı bile.

World of Warcraft Tarihi - Illidan 3
Malfurion ve Tyrande, Broken Isles’a yardımla ulaştıklarında, Maiev’in üssü saldırıya uğruyordu. Karşı saldırıya geçtiklerinde ise Illidan’ın güçleri parçalandı, ancak kendisi ve yanındaki birkaç kişi zarar görmeden önce kaçmayı başardılar. Tyrande onları üssün dışına kadar kovaladı ve Illidan, kendini korumak için onu tuzağa düşürdü ve karışmaması için uyardı. Bir kez daha denizin karşısına kaçmıştı. Bu savaş sırasında Tyrande, nihayet Illidan’ı neden reddettiğini açıkladı: Yükselen sihir ve politik gücü karşısında sarhoş gibiydi ve kendi iç gücünü unutmuştu. Malfurion ise yükselen gücüne rağmen kendi içindeki güce tutunmuştu. Bu bilgiyi öğrenen Illidan, nihayet duygularına hâkim olmaya başlamıştı.

Illidan, Lordaeron kıyısında karaya çıktı ve hızlıca Dalaran’a ulaşmak için Silverpine Ormanı’ndan geçti. Illidan orada  Sargeras’ın Gözü’nü kullanarak, kutuptaki buz tabakasını kırmaya ve Icecrown’la birlikte Donuk Tahtı da yok etmeye başlayacaktı. Ancak Maiev ve Malfurion onu engelledi ve büyü bozuldu. Malfurion, Illidan’ın toprağı ayıracak olan büyüsünün ve kendisinin bu dünyaya bir tehlike arz ettiğine ve durdurulması gerektiğine karar verdi. Illidan ise ortak düşmanları olan Lich King’i yok ederken kendini engellediği için kardeşini bir aptal olarak nitelendirdi. Malfurion ona Tyrande’nin ölümüne neden olduğu için çok sinirlenmişti – Maiev’e göre Tyrande öldürülmüştü. Sevdiği kadın öldüğü için Illidan’ın kalbi kırılmıştı, ancak gece elflerinin yeni müttefiki Prens Kael’thas, onu ölü kabul etmek için erken olabileceğini düşündü. Kael’thas, Tyrande’nin undead’ler tarafından öldürülmediğini, bunun yerine bir nehre düştüğünü ve akıntıya kapıldığını belirtti. (Maiev, Malfurion’a undead’lerin Tyrande’yi öldürdüğünü söylemişti.) Malfurion, Maiev’i tutuklattı ve hızlıca Tyrande’yi aramak için yola koyuldu. Illidan kardeşine bu aramada yardımcı olmak için yalvardı. Illidan ve naga’lardan oluşan kişisel korumaları, Tyrande’yi dev bir undead gücü altında saldırıya uğrarken buldular.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>