1/2

Alan Wake

Can Sağlam 3.06.2010 - 12:31
Remedy'den duygularımızla oyanyacak bir oyun...
Bilgisayar oyunları, son 10 yılda inanılmaz bir gelişme gösterdi; ikinci boyutu bırakıp yavaş yavaş üçüncü boyuta kaymaya başladılar, bizleri hayal bile edemeyeceğimiz yerlere inanılmaz görselliklerle birlikte götürdüler, İkinci Dünya Savaşı’nda bir komutanı ya da sıradan bir askeri yönetmemize olanak verdiler, bir Roma imparatorluğunu yönetme şansı bulduk, Dünya’yı birçok kez uzaylılardan, yaratıklardan kurtardık. Ama bütün bu oyunları oynarken hep eğlendik, senaryoya kapılıp zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Peki hiç bir oyunu oynarken duygusallaştığınız, bitirdiğinizde hüngür hüngür ağladığınız oldu mu? Bundan yaklaşık 8 yıl önce oyunseverlere sessiz sedasız sunulan Sanitarium’u oynayanların cevabı muhtemelen “evet” olacaktır. Her bölümü ayrı bir güzellikte olan, sonlarına doğru etkileyiciliği tavana vuran, o zamanların standartlarına göre üst düzey bir yapımdı Sanitarium. Ama ne yazık ki, değeri sonradan anlaşıldı; o yıllarda beklediği satışı elde edemeyen yapımcılar dağıldı, onları bir daha bir araya getirebilen de olamadı.

Neden mi bu oyundan bu kadar bahsettim, çünkü Alan Wake’de bu türde, duygularımızla oynamayı planlayan, etkileyici bir oyun olacak; hem de Max Payne gibi bir klasiği bizlere sunan Remedy’den. Bizler Max Payne’le üçüncü maceramızın hayallerini kurarken, onlar Alan Wake’in yapımına başlamışlar, Max’i tadında bırakmayı uygun görmüşler. Peki yeni kahramanımız Alan’ın macerası nasl olacak? Açıkçası oyunun o kadar güzel özellikleri var ki, nereden başlayacağımı şaşırdım. En iyisi senaryodan başlayalım...

Oh My Head...

Yazdığı korku kitaplarıyla hayatının son dönemlerinde ününe ün katmış, başarılı bir yazardır Alan Wake. Böyle başarılı korku kitaplarını yazabilmesinde en büyük katkı gece sevgili nişanlısıyla beraber uyuduğunda gördüğü korkunç kabuslardır. Kabuslarını kağıda dökerek kitaplarını yazmakta, hayatını sürdürmektedir. Ama birgün nişanlısı ortadan kaybolur, Alan ne kadar arasada bulamaz onu, iz bırakmadan kaybolmuştur sevgilisi. Böylelikle ilham kaynağını kaybolmuş, artık geceleri uyuyamaz olmuş, hayatı tamamiyle altüst olmuştur. Bu olaylar karşısında ne yapacağını şaşıran Alan, bir doktora görünmeye karar verir. Gittiği hastanede tedavideyken gördüğü hemşire, nişanlısına oldukça benzemektedir. Hemşireyi gördüğü anda gönlünü bu kadına kaptıran Alan’ın kabusları bu vesileyle tekrar geri döner, ama bir şeyler ters gitmektedir. Gördüğü kabuslar kabus olmaktan çıkmış, ilginç bir şekilde gerçek hayatına sızmaya başlamıştır. Artık gece olduğunda kabuslarını gerçek hayatında görmektedir.

Max Payne’in senaristinin ellerinden çıkmış bu senaryo, tam bir korku filmi senaryosu olmuş. Remedy’nin böyle başarılı senaryoları anlatış biçiminin de çok başarılı olduğunu Max Payne’den biliyoruz. O zaman, Alan Wake’in de bu konuda bizi izmeyeceğine garanti verebilirim.