1/4

Bioshock Infinite Ön İnceleme

Berkant Jeff Akarcan 29.01.2013 - 17:27
Her kahramanın bir hikayeye, her hikayenin bir şehre ihtiyacı vardır.
Yılın oyun senaryosu furyası: Kızın teki bir yerde kısılı kalmıştır ve esas oğlanımıza onu kurtarması için görev verilir. Ama kız hiç de öyle masumane bir zayıflık içinde değildir, çetin ceviz çıkar, kurtarmamız gereken biri olmaktan yoldaşımız haline gelir ve muhtemelen oyundaki asıl karakter halini alır. Bu sene çıkacak olan AAA oyunların başlıcalarında bu deseni görüyoruz. Bunlardan favorim The Last Of Us elbette, ama bir de Bioshock Infinite var.

Bioshock Infinite Ön İnceleme
İlk Bioshock'ın çıkışının bir kaç ardından gizli gizli başlanmış Bioshock Infinite'in yapımına. Yani baktığımızda aslında Bioshock 2, serinin geçici bir devamı; Bioshock'ın asıl ikinci oyunu Infinite olacak. Hem kalite standartları anlamında, hem de seriyi başka bir görsel tarza taşıması anlamında.

"Beni dövdüler abi dediğin zaman Founder'ların elinden gittim aldım!"
Oyun 1912 yılında, Amerika'da eksepsiyonalizmin yükselişinin doruk noktalarında - mecazi değil, gerçekten doruk noktalarında - geçiyor. Bugüne kadar yayınlanan tüm görsel materyallerden de gördüğünüz üzre, Bioshock Infinite önceki iki oyunun aksine suyun altında geçmiyor. Bulutların üzerinde, havada duran ve şahitleri olan, klasik Bioshock renk paletine göre daha göz alıcı bir renk spektrumuyla donanmış Columbia City'de geçiyor hikayemiz.

Infinite ile bizi en heyecanlandıran nokta da burası, oyunun mekan tercihi ve doğal olarak bölüm tasarımları. Gece saatlerinde bile aydınlık oluyor Columbia City, gündüz olduğundaysa Rapture'un aksine inanılmaz bir ferahlık içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu bazı oyunculara, özellikle de distopik hikayelerde karanlık atmosferi seven oyunculara ters gelebilir ama Irrational Games'in karakter yaratma ekibi ve sanat departmanı bu karanlık atmosferi, kâh karakter tasarımlarıyla kâh da mekan tasarımlarıyla nefis bir şekilde veriyor. Sadece biraz daha ışıklısı.

Bioshock Infinite Ön İnceleme
Columbia'nın bir diğer önemi de içinde barındırığı (ama kendisinden pek de bir eser kalmayan) naivitesi. Bunu zaten şehrin isim seçiminden anlamak mümkün, zira Columbia ismi ABD'nin karakterize edilmiş ve dişileştirilmiş ismi. Kendisini keşfeden Christopher Columbus'tan yola çıkan, Columbus'un Toprağı anlamına geliyor. Eh zaten Amerika'nın en şaşalı dönemlerine sebep olan eksepsiyonalizm akımını konu almasından da anlayacağınız gibi, oyun Amerika ile ilgili bir sürü duruma yahşi yerden sert vuruyor ve onlardan referans alıyor.

Columbia şehrinin oluşumu, önceki Bioshock'lardaki şehrimiz Rapture'dan da daha farklı bir gelişime sahip. Rapture'un aksine gizli bir proje olmak yerine, direkt olarak ABD başkanı tarafından yaptırılıyor. Amaç ise eğlence için bir mekan yaratmak ve bir reklam objesi oluşturmak. Öyle ki, bunun için gökyüzüne bir şehir kuracak kafadalar. Yani böylesine büyük düşünen karakterlerin yarattığı bir hikayenin içindeyiz kısacası, bu yüzden de hiçbir şeyin normal olmasını beklememek gerekiyor. Bir yandan da Columbia'nın gökyüzünde olduğunu, yani diğer insanlardan daha "üstte" olduğunu unutmamak gerekiyor.