1/2

Blue Dragon

Yalçın Yaman 3.06.2010 - 12:31
Ustaların şaheserlerinin ilk adımı
Platformlar XBox 360
Blue Dragon
  • Yapımcı - Yayıncı Mistwalker - Microsoft
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Role Playing Game
Merlin Puanı 83
Artılar Anime tarzındaki renkli ve güzel grafikler, harika müzikler, senaryo, etkileyici atmosfer
Eksiler Bazı zamanlar karakterlerin bir yerde takılıp kalması ve arada olan Frame düşüşleri
Hironobu Sakaguchi ve Nobuo Uematsu aslında PlayStation gibi bir efsanenin çok büyük yankılar uyandırmasından tutunda, Japon oyun yapımcılığının ve sektörün gelişmesine kadar birçok konuda atılımları olan ve her attıkları adımda başarıyı yakalayan insanlarıdır. Hironobu Sakaguchi bugün dünya da en çok beklenenler listesi arasında en başlarda olan Final Fantasy XIII’nin, eski oyunlarının yaratıcısıdır. Yani bu efsaneyi düşlerinden sanal aleme taşıyan insandır. Nobuo Uematsu ise Hironobu Sakaguchi ve takımının yaptığı bu sanal güzelliğe müzikleri ile hayat veren ve dünya üzerindeki bilindik müzik aletlerinin hepsini çalabilen, dahası ise bunu hiçbir ders veya yardım almadan yapan, Japonya’da müziğin efsanesi olarak bilinen bir insandır.

Herkes, Sakaguchi ve ekibinin PS3 çıkmadan önce, PS3 için girişimlerde bulunacağı yeni efsaneler yaratacağında hem fikirdi. Ama gün geçtikçe Sony PlayStation 3 kolu başkanı ve Ceo’su Ken Kutaragi ve Hironobu Sakaguchi’nin açıklamalarından takip edildiği kadarı ile ikili arasında bir açıklık olduğu biliniyordu. İlk PS çıktığından beri Sony, Hironobu Sakaguchi ve takımına çok destek verdiği bilinen bir gerçekti. PS3’ten önce ise bu desteğin eskisi kadar olmadığı ortadaydı ve açıklamaların git gide sertleştiği bir gün Hironobu Sakaguchi ve yaklaşık 112 kişilik ekibi bağlı oldukları yapım şirketi Square-Enix’den ayrıldığını resmen açıkladı. MistWalker adında yeni bir oyun şirketi kurduklarını ve bundan sonraki oyunlarını sadece Microsoft konsoluna özel olacağını dile getirdiler. Daha sonraki günlerde ilk oyunları olan ve onlar için büyük önem taşıyan Blue Dragon üzerinde çalıştıklarını resmi olarak açıkladılar. Oyun piyasaya çıktı. Yapım birçok siteden hit dereceler alırken, bazı sitelerden ise alamadı. Blue Dragon, Japonya’da büyük ilgi gördü, ama Japonya’da Xbox markasının değeri az olduğu için istenilen satış başarısı yakalanmadı. Ama benim gibi Hironobu Sakaguchi ve Nobuo Uematsu isimlerinin bir arada olduğu zaman ortaya çıkabilecek potansiyeli bilen kişiler, gözü kapalı oyunu oynadı ve memnun oldu.

Alternatif ve gizemli dünyalar

Karakter tasarımlarını Dragon Ball yapımcılarının üstlendiği Blue Dragon için, ciddi anlamda fantastik ve kusursuz olduğunu söyleyebilirim. Ama iş sadece karakter tasarımı ile bitmiyor. Yapım ciddi anlamda JRPG oyuncularının özellikle dikkat ettiği ve istediği birçok öğeyi fazlası ile başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. En başta gelen fantastik karakter tasarımları, bu oyunda ciddi anlamda iyi durumda. Ama hepsinden önemlisi olan mekan ve paralel dünya mantığı, belki de oyunu alınası kılan en büyük durum, çünkü oyunda neredeyse hiçbir mekan ve yer birbirinin benzeri dizayna ya da renge sahip değil. Hironobu Sakaguchi, tamamı ile insanı sürükleyen konu ile uyumlu öyle bir dünya yaratmış. Zaten X360 konsolunun gücünü çok iyi kullandıkları ortada, bu yüzden oyun biraz anime filmini yönetiyormuşuz hissini birçok yerde belli ediyor. Renk kullanımlarından tutun, mekanların paralel dünya ve konuya uygunluğuna kadar, dahası karakterlerin bu dünyanın bir parçasıymış gibi olmasına kadar, gerçekten insanı alıp götüren bir oyun. Çıkmadan önce benimde birçok endişem vardı, ama bunların hepsinin yersiz olduğunu oyun çıkınca anladım.

Blue Dragon, paralel dünyadaki Talha köyünde başlıyor. Nobuo Uematsu giriş ile beraber adeta ben buradayım diyen Slow parçası ile zaten direk sizi oyuna kilitliyor. Köyümüzde sakin bir gün geçirirken Land Sark adını verdikleri toprağın altından gelen, belli zaman aralıkları ile bizim ve civar yerleşim yerlerimizin, altını üstüne getiren yaratığı durdurmaya çalıştığımız bir girişle oyuna başlıyoruz. Ama işler hiçte sanıldığı kadar olmadığı daha oyunun ilk 15-20 dakikalık bölümünde klasikleşmiş Hironobu Sakaguchi senaryosuna dönüyor. Yapım, aslında herkesin yaratık sandığı şeyin yapay bir makine olduğunu ve arkasında Nene bir kişinin olduğunu öğrenmemiz ile devam ediyor. Oyunun senaryosu kesinlikle yaratılan dünya ile örtüşüyor ve oyunun sonuna kendini adeta parça parça açıklayarak heyecan yaratıyor. Ama Blue Dragon’nun oyuncuyu içine çekmesinde, en büyük pay sahiplerinden birisinin Nobuo Uematsu olduğunu da kimse inkar edemez. Müzikler öyle yerlerde öyle şekillerde giriyor ki, oyun içine inanın 1-2 sahnede “Tüylerim diken diken oldu” sözünü yaşayabiliyorsunuz. Tabii ki bunu yaşamanız için senaryoyu anlayabilecek kadar İngilizce sahibi olmanızda şart orası da ayrı.