1/3

Fable: The Lost Chapters

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Xbox sallayan Fable, PC'yi de mesken tuttu!
Platformlar PC
Fable: The Lost Chapters
Merlin Puanı 91
Artılar Özgürlük ve NPC'lerle olan etkileşim süper, oyunun senaryosu tamamen sizin yaptıklarınıza bağlı, çok çeşitli quest'ler
Eksiler Düşmanları öldürmek son derece kolay
Albion’da yaşayan ufak kahramanımız, her zaman büyük bir savaşçı ve kahraman olma hayali ile yanıp tutuşuyordu. Bazen rüyasında bu hayalinin gerçek olduğunu görüyor ve ilerisi için büsbütün heyecanlanıyordu. Yeni doğan günlerden birisi, diğerlerinden daha farklıdır çünkü bugün kızkardeşinin doğum günüdür. Bir şekilde hediye alıp bunu kızkardeşine sunması gerekmektedir. Ne yapar ne eder bu hediyeyi alır, tam verirken, kasaba haramilerin saldırısına uğrar. Çocuk bir şekilde kendisini kurtarır ve haramilerden saklanır. Yalnız, saldırının bitmesinden itibaren, köyde yaşayan herkes ölmüştür, maalesef ailesi de.

Ah kader ah...

Ne yapacağını şaşırmıştır ufak çocuk ve koşup evine bakmaya gider. Babasının cansız bedenini yerde gördünce yıkılır ve ağlamaya başlar. Bu sırada kafasını kaldırır ve bir haraminin üzerine doğru geldiğini görür. Ne yapacağını bilmez bir halde beklerken saldıran haydut birden bire cansız yere yığılır. Guild of Heroes isimli tarikatın başı Maze, onu ölümden kurtarmıştır ve artık kendi himayesi altına alıp, Guild of Heroes’da onu yetiştirerek büyük bir kahraman haline getirecektir. Çocuk tüm bunlara anlam veremez ve halen ailesinin acısını derinden hissetmekte, intikam ateşiyle de yanıp tutuşmaktadır. Tarikatta seneler süren bir eğitime tabii tutulur ve sonunda artık sağlam bir savaşçı haline gelip, hayatını bu şekilde yürütmeye başlar.

Anlattıklarımın hepsi, Fable hikayesinin başlangıcı, ancak bu kısımların hepsini de tamamen biz oynuyor ve bu gelişimi kendimiz adım adım görebiliyoruz. Xbox’larda çıktığından itibaren ortalığı kasıp kavuran, birçok ödül alan ve hatta oyunseverlerin sadece onu oynayabilmeleri için Xbox aldıran Fable efsanesi, kendisini PC’lerde de gösteriyor. Üstelik, kalitesinden hiçbi ödün vermeden, bizi saatlerce monitör başında çivileyecek atmosferi sağlayacak biçimde.

Birçok türü bir arada barındırıyor. Aksiyon öğelerinden tutun ve adventure öğeleri de ön planda, üstelik karakter gelişimine de oldukça önem verildiği için, RPG’den de nasibini almış. Üçüncü şahıs görünümünden oynanan Fable’da, silahların mod’larına göre birinci şahıs görünümünden de faydalanabiliyoruz. Grafikler, Xbox’takinden aynen alınarak bilgisayarlarımıza taşınmış ancak hiçbir şekilde bir rahatsızlık vermiyorlar ve göze oldukça güzel gözüküyorlar. Kamera kontrolü de tamamen bize ait ve mouse’umuz ile istediğimiz yöne çevirip görüş açımızı ayarlayabiliyoruz. Fable, bu gibi birçok kolaylık ile dolu ve kullanıcı dostu bir yapım.

Özgürlük elimizde

Kendi profilimizi ve ayarlarımızı yaptıktan sonra oyuna giriş yapıyor ve giriş paragrafında anlatılanları görmek üzere bizzat oynamaya başlıyoruz. İlk olarak babamızın nasihatlarını dinliyor ve ondan görev alıyoruz. Şöyle bir durum söz konusu; ana kasabamızda olduğu gibi gezeceğimiz kasabaların tümünde ana ve ara görevler var. Ana görevleri ilerleterek bir sonraki evreye geçiyor ve hikayeyi yürütüyoruz, ara görevleri yaparak ise daha çok deneyim, para ya da alet-edevatlar elde edebiliyoruz. Bunların dışında da bize inanılmaz bir özgürlük verilmiş ki bu özgürlüğü ne şekilde kullandığımız, senaryonun gidişatını ve karakter arasında geçen dialogları da birebir etkiliyor. İnsanlara hep yardım edip, onların iyiliklerini düşünerek hareket edersek, iyilik puanımız artıyor ve buna göre daha rahat iletişime girme şansına sahip oluyoruz. Bunun yanında, çevreye zarar vermek, olur olmaz saldırmak ya da rahatsız edici hareketlerde bulunduğumuz zamanlarda, büyük tepki çekiyoruz ve kötülük puanımız artıyor. Senaryo da işte bu durumlara göre değişmekte. Bunlar sadece görev zamanlarında geçerli değil, ortalıkta özgür biçimde gezerken de geçerli oluyor. Durduk yere bir eve girip birşey almak, insanlara lazım olan sandıkları parçalamak ya da rüşvet almak, bu gibi durumlardan bazıları. Tabii, bunların götürüsü olduğu gibi, getirisi de var. Sandıkları parçalayıp tepki topluyoruz ancak içlerinden kendimize yaralı bir sürü alet-edevat bulabiliyoruz.