1/2

Far Cry 2

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Ubisoft efsaneyi devam ettirebilecek mi?
2004 Mart’ına bir geri dönelim. Yediğimiz bir roket ile birlikte kendimizi cennet gibi bir adada buluyorduk. Tam “Böyle rokete can kurban” diyecekken, aslında cehennemin tam ortasına düştüğümüzü anlıyor ve çıkmak için mücadele vermeye başlıyorduk. CryTek’in muhteşem Cry Engine’ı ile geliştirilmiş olan FarCry’dan bahsediyoruz. Kimse ondan böyle bir patlama beklemezken, o zamanın en fazla oynana yapımlarından birisi haline gelmişti. 4 senelik bir aranın ardından, FarCry 2 ile buluşmaya hazırlanıyoruz. Teknolojiden nasibini sonuna kadar alacak, hem grafiksel hem de yapay zeka namına çok önemli getirileri olacak. Bu arada hemen belirtelim; olayın sorumluluğunu bu sefer Ubisoft Montreal almış durumda.

Başka bir cehenneme

FarCry’da macera yaşadığımız o güzel ada, yerini bu sefer Afrika’nın tehlikeli çölleri, savanları, ormanları ve yerleşim yerlerine bırakıyor. İlkiyle bağlantısı olmayan bambaşka bir hikaye içerisinde olacağız. Afrika kökenli iki savaş topluluğu var ve bunlar birbirleriyle çatışma halindedirler. Başlarken, istediğimiz asker türünü seçerek, bu savaş birliklerinden istediğimize hizmet etme şansına sahip oluyoruz. İster ikisine de düşman hareket edebilir, istersek birine ya da her ikisine birden dostça davranabiliriz. FarCry 2’nin en önemli özelliklerinden birisi olarak, atacağımız her adım ve yapacağımız her hareketin, oyuna direkt olarak etkisini söyleyebiliriz. Herhangi bir birliğe yardım ettiğimizde ya da düşman davrandığımızda, oyunun senaryosu buna göre değişecek ve olayların seyri daha farklı olacak. Bu sadece seçimlerimize bağlı değil, savaş sırasında yaptığımız hareketlere de bağlı olacak. Ters bir hareketimiz bize pahalıya mal olabilir, ya da kritik kararlarımız ile kendi hayatımızı kurtarmış olabiliriz. Yalnız, asıl olay The Jackal isimli esas elemanı bulma üzerine gelişiyor. Bu elemanın en önemli özelliği, her iki savaş birliğine de silah tahsis ediyor olması.

Özgürlüğümüz sadece vereceğimiz kararlar çerçevesinde değil, koskoca bir harita üzerinde hareket edeceğiz ve görevlerimize dilediğimiz yoldan dilediğimiz şekilde ulaşma şansına sahip olacağız. Yaklaşık 50 km karelik bir oyun alanı var. Yapımcıların bize bu konuyla ilgili verdiği bir müjde var; bu koca harita üzerinde gezinmemiz sırasında her şey sabit diskimizden direkt olarak okunacak ve bu da hiçbir yükleme ekranı ile karşılaşmayacağımız anlamına geliyor. Bize yardımcı olmak üzere, yanımızda pusulamız ve haritamız da olacak.

Ubisoft Montreal, geliştirmiş olduğu yeni nesil grafik sistemini, FarCry 2 ile birlikte beğenimize sunacak. Bu grafik motoru tam bir gelişim abidesi. Öncelikle, hava şartlarının gerçek zamanı olarak oyuna yansıdığını görebilecek, gerekirse saldırı stratejilerimizi bu şartları göz önünde bulundurarak değerlendirebileceğiz. Rüzgar çıktığını var sayalım, etrafı ateşe verdiğimizde, alevlerin rüzgarın yönüne ve şiddetine göre yayıldığını görebileceksiniz. Buradan çıkartabileceğimiz bir başka sonuç ise, çevreye hasar verebileceğimiz. Otları ve ağaçları tutuşturabilecek ya da etrafa kalıcı hasarlar uygulayabileceğiz. Gerçek zamanlı olarak gün ve gece geçişleri yaşanacak. Gündüz ne kadar ortalıkta olursak, gece de gizlenebilmemiz için biçilmiş kaftan olacak. İstersek kendimize tenha bir yer bulup, burada dinlenebilecek, gecenin gelmesini bekleyerek kendimizi daha rahat gizleme şansını elde edebileceğiz.