1/3

Gore: Ultimate Soldier

Kâzım Özcan 3.06.2010 - 12:31
Kötü oyun yapmak bir beceri midir?

Kötü oyun yapmak bir beceri midir? Yoksa kötü oyunlar, parayı vurup köşeyi dönmek için mi yapılır? Neden daha önce yapılmış efsane bir oyunu onlarca kez kopyalayıp yeniden yapılmak istenir? Ben deliriyor muyum? Şu ana kadar bazen iyi firmalardan, bazen de kötü firmalardan fps oyunları çıktı. Bazı fps uzmanı firmalar bizi hayal kırıklığına uğratırken(bakınız:sof2), bazıları da havada iki parende, yerde dört takla atarak sevinç çığlıkları atmamızı sağladı(bakınız:sof2’yi yapan aynı firmanın yaptığı jedi knight2). 

Gore’u ilk kez bir oyun dergisinde ön incelemesini okuduktan sonra ve birkaç screenshot’una baktıktan sonra sabırsızca beklemeye başladığım oyunların arasındaydı. Ön izleniminde yazdığına göre oyun diğer fps’lerden pek bir fark içermiyordu belki ama yine de beni oyuna çeken bir şey vardı. Ve bir gün oyunu alıp bilgisayarıma yüklediğimde, bir başka boşa harcanmış emek, zaman ve para üçlüsünün dolu olduğu oyun çıktı karşıma. Aslında öyle çok seçici birisi değilim. Ama bir oyun beni bayarsa,başlat/programlar/oyun/uninstall kombinasyonunu uygularım. Hem de hiç düşünmeden. Gore su katılmamış bir fps/action oyunu(Bir de su katsalar ne olurmuş düşünmek bile istemiyorum). Oyun, şu anki zamanımızdan yaklaşık 40 yıl sonrasını konu alıyor. Ama ben pek farklı bir şey göremedim. Silahların işlevi aynı ama görüntüsü değişik. Kakasını nereye yapması gerektiğini gösterdiğiniz kedinizin zekası bile, oyundaki düşmanların yapay zekasından kat kat üstün(alakaya bak, çay demle:). Ben çok dağıttım konuyu. En iyisi söze grafiklerden başlayalım.

İYİ

Grafikler 4D Rulers ekibinin yazdığı yepyeni bir grafik motoru. Ve fena da sayılmazlar. Ama siz isterseniz dünyanın en manyak grafik motorunu yazın. Hayal gücü ve yaratıcılık olmadıktan sonra hiçbir işe yaramaz. Gore tabii ki dünyanın en iyi grafik motoru değil ama göze hoş gözüküyor. En azından benim gibi fps manyaklarını kendine çekmeye yetiyor(Ve bayıyor).

Artık hemen hemen her fps’de standart haline gelen training(eğitim) görevleri ile başlıyoruz oyuna. Ama o da ne? Eğitim yaptığımız alan birdenbire terörist saldırısına uğruyor. Yanımıza birkaç adam verip bu düşmanlarla çarpışmamız isteniyor. Biz de son derece monoton ve sıkıcı bir şekilde yapay geri zekalılığın doruklarındaki düşmanlara dan, dun ve tatatatata gibi efektleri olan silahlarımızla vuruyoruz. 

Yere doğru baktığınızda adamınızın bacaklarını ve ayaklarını görebiliyorsunuz. Aman ne büyük detay, ne büyük zahmet! Keşke böyle gereksiz detaylarla değil de, hiç değilse oyunun atmosferine bir parça olsun zahmet etselermiş, oyuna dayanma süresini 30 dakika daha uzatabilirlermiş. 

Grafikler o kadar komplike görünmemesine rağmen, quake3’te en yüksek çözünürlükte ve maksimum detayda en az 70 fps aldığım bilgisayarımda aynı şeyi Gore’da denediğim zaman bilgisayarı restartlamak zorunda kaldım.