Amiga’da Wings vardı. Cinemaware firmasından. Mükemmel bir pırpır uçak oyunuydu. Sanki bu oyun da ona benziyor az çok. Fiendish Entertainment diye, adını hiç duymadığım bir firmadan Hunt for the Red Baron.
Amiga’da Wings vardı. Cinemaware firmasından. Mükemmel bir pırpır uçak oyunuydu. Sanki bu oyun da ona benziyor az çok. Fiendish Entertainment diye, adını hiç duymadığım bir firmadan Hunt for the Red Baron. Sanıyorum daha çok yeni bir firma, dolayısıyla da amatörler. Ancak yaptıkları oyun hiç de fena değil. Belki mükemmel grafikleri yok. Kontrolü de biraz zor olabilir ama, yine de eğlenceli. Oyunun simulasyonla uzaktan yakından alakası yok. Merminiz bile sınırsız. Oyundaki 25 farklı görevi 3 farklı ülkede uçarak gerçekleştiriyorsunuz. Dediğim gibi kullandığınız uçaklar, eski savaş uçakları olan pırpırlar.
Oyunun genel görüntüsüne bakalım biz önce. Bir kere kokpit görüntüsü yok oyunda. Uçağınızı dışarıdan görüyorsunuz ve sadece mouse ile yönetiyorsunuz. Evet oyunda kullanacağınız başka hiç bir tuş yok. Mouse’un sol tuşu normal silahınızı kullanmaya, sağ tuşu da aşağıya bomba atmaya yarıyor. Eğer mouse’u sürekli sola iterseniz uçak sola doğru dönmeye başlıyor. Ancak bu şekilde dönebiliyorsunuz zaten ters yöne. Kullanılan kontrol yöntemi çok basit belki ama, uçağı kontrol etmek o kadar kolay değil. Uçağı bir noktada tutup nişan almak gerçekten çok zor. Tabi bu da oynanabilirlikteki eksilerden biri. Ayrıca bu direk olarak oyundan aldığınız zevki de etkiliyor. Yine de eğer çok uğraşırsanız belki işiniz kolaylaşır. Oyunda training’lere de yer verilmiş zaten. Gerçi pek bir farkı yok normalinden.
Oyun başlarında görevler veriliyor ve bunlar genelde şurayı patlat orayı bombala şeklinde. Yazının gidişatın da anlayacağınız üzere, oyun bariz bir shooter (kusura bakmayın bunun yerine başka bir kelime bulamıyorum, yoksa gereksiz yere ingilizce kullanmaktan nefret ederim). Yani karşınıza çıkanı vuracaksınız siz sonuçta ama, dediğim gibi oyunun kontrolü bunu çok zorlaştırıyor. Bir düşmanı vurmak için bazen dakikalarca peşinden koşabilirsiniz (veya uçun siz daha iyi). Bunu oyunu yapan firmanın amatör olmasına bağlayıp, hemen grafiklere ve seslere geçiyorum. Grafiklerden de aynı şekilde çok fazla bir şey beklemeyin. Böyle bir oyunda çok da fazla dikkat edilmemesi gerekli sanıyorum. Tahmin edeceğiniz gibi grafikler ayrıntısız. Yer yüzü tasarımı dümdüz ve çok az sayıda poligon kullanılmış. Ağaçlarımız yine tek boyutlu. Kullanılan yapılar ise fena değiller. Ayrıntısız ama temiz. Uçağınızın ve karşı taraftaki uçakların tasarımları da iyi sayılır. Ortada diyelim.
Sesler ise vasat. Uçak ve çatışma sesleri haricinde herhangi bir sese de yer verilmemiş zaten. Yalnız müziklere değinmek istiyorum. Belki de oyunun en doğru yanlarından biri müzikler. Oyun içinde ve menülerde çalan müzikler havaya girmenizi sağlayabilir. Sonuç olarak son derece neşeli bir yapıya sahip olan amatör bir oyun Hunt for the Red Baron. Aslında size gidip de alın diyemem bu oyunu, ama almayın da diyemem. Kararsız kaldım. Grafik ve ses bakımından vasat. Kontroldeki zorluk oyundan alacağınız zevki kısıtlıyor. Yine de durum o kadar kötü değil. Kontrollere alıştıktan sonra sarabilir belki de sizi. Son olarak derim ki; yüzde 65 alınsın, yüzde 35 alınmasın emi.
