Bin bir türlü farklı yapımlarla karşılaşmaya alıştık. Çoğu işin, aktivitenin
oyunları yapılıp piyasaya sürülüyor. Köprü, bina inşaat etmek gibi farklı
projeler gördük. Daha önce tarımcılığa soyunmuştuk, yeniden tarım işine geri
dönüyoruz. John Deere: Drive Green, tarla ekip, biçmeyi amaçlayan bir oyun
olarak karşımıza çıkmaya çalışıyor.
Hem ekerim hem biçerim
Yapıma ismini veren John Deere’dan kısaca bahsedelim. 1804’te doğan ve 1886’da
ölen John Deere, kendi kendini temizleyen ilk çelik sabanı yapan kişi. Tek
başına Deere & Company kurup, tarım makineleri işine giriyor. Şu anda John Deere
markasına sahip olan firma, tarım makineleri sektöründe en önde gelen
şirketlerden biri konumunda. John Deere ismiyle önceki senelerde yapılan, tarım
işini ele alan oyunlar var. Ama biz yeni tarihli Drive Green’e bir göz atalım.
Drive Green’de ilk olarak bir profil oluşturup, oyuna giriyoruz. Ancak oyuna
girdikten sonra “Keşke başlamasaydım.” diye içinizden geçirebilirsiniz. Daha
zaten ilk dakikada grafikler kendini belli ediyor. Görsellik olarak Drive Green,
10 sene önceki oyunlarla yarışacak düzeyde. Tek parça kaplama üstüne iki üç
bina, bir tane traktör ve bir adet kütük insan modellemesi var. Bu kütük
modelleme oyunda bizi temsil eden karakterin kendisi. Etrafı dolaşırken
karakterin olmayan animasyonları göz kamaştırıyor. Karakterimiz yerde kayarak
yürüme yeteneğine sahip. Animasyonları bir tarafa atarsak Drive Green’nin asıl
amacına, tarla sürme işine gelelim. Yapmamız gereken bir iş kapmak ve sonrada
paraları cebe indirmek. İş için yakınımızda bulunan tabelaya gidip, bir adet
görev alıyoruz. Görevler oyunun ana amacını tarla sürme, biçme, ekme işlemlerini
ele alıyor. İlk başta sadece bir görev açık, diğerleri kapalı.
"Matrix'te kaşığın olmadığı gibi, John Deere: Drive Green'de ağaç yok. Gerçek değil, üstüne sürebilirsiniz."
Gerekli görevi aldıktan kendimizi traktör üstüne ışınlanmış şekilde buluyoruz.
Önümüze çıkan sarı okları takip edip, sürmemiz gereken tarlaya ulaşıyoruz.
Tarlanın hepsini sürdükten veya ekip, biçtikten sonra görev tamamlanıyor.
Sonucunda para kazanıyoruz. Görev harici gelen paralar dışında, etrafa saçılmış
olan paralar da yer alıyor. Kazandığımız paralarla daha iyi tarım makineleri
alıyoruz. Tarım makineleri de görevler gibi ilk başta bir tanesi açık, diğerleri
kapalı. Tarım makineleri içinde John Deere markalı 9860 STS, 8530 traktör gibi
toplamda 15 araç yer alıyor. Araçların manevra kabiliyeti oldukça harika.
Normalde biraz daha ağır dönmeleri gerekirken, sağa sola keskin dönüşler
yapabiliyorlar. Manevra konusunda yarış araçlarına bile taş çıkartacaklar
neredeyse.
Hasat zamanı
Green Drive; görevleri yap, para kazan, kilitlileri aç, yeni araç al diye
sürekli aynı döngü içinde gidip geliyor. Berbat grafikler, tek düze oynanışı
dışında yapımda hatalar da almış başını gidiyor. Etrafta bulunan ağaçlar ve bazı
cisimler, boş olan çevreyi göstermelik daha iyi gözüksün diye konmuş. Hepsi
aslında hayali. Yolunuzun üstünde ağaç varsa korkmayın, içinden geçip
gidebiliyorsunuz. Binaların da ben hayali olduğunu sanıyordum. Üstlerine sürdüm,
binalara çarptım, gerçekmişler.
Oyunda uykunuzu getirecek türde müzikler var. Ses niyetine pek bir şey aramamak
lazım. Ama yapımcılar araçların motor ve korna sesini eksik etmemişler,
haklarını yemeyelim. Tarla sürmek, biçmek kötü değil. Bir sürü farklı amaçları
ele alan oyun çıkıyor da, çiftçilik işi de neden ele alınmasın ki? Ele alınır,
ancak bunu doğru düzgün bir oyunla yapmak lazım. John Deere: Drive Green son
derece kötü bir yapım. Sanırım yapımcılar John Deere lisansını alıp, can
sıkıntısına öylesine oyun yapmışlar.