Sezonun son maçıydı, bütün bir sezon mükemmele yakın bir performans
sergilemiştim, önce sezonda en değerli oyuncu seçilmiştim ve büyük ihtimallerde
de finallerin en değerli oyuncusu seçilecektim. Maçın bitmesine 10 sn vardı. İki
sayı ile gerideydik, koç son molada sezonun son oyun taktiğini veriyordu ya
buraya kadardı ya da sonuna kadar.
Evet, arkadaşlar sezonun en çok beklenen NBA oyunu yoluna 2K8 ile devam ediyor.
Geçen derslerimizin aksamasına, uyku düzenimizin bozulmasına ve ebeveynlerimizle
yaptığımız bir çok tartışmaya yol açan NBA 2K7’ nin devam oyunu.
Oyuna giriş yaptığımız zaman geçen seneden çokta farklı olmayan, hemen hemen hiç
farkı olmayan bir menü bizi karşılıyor. Sağ tarafta SPURS ve sol tarafta CAVS
takımları kapışmak bizim start tuşuna basmamızı bekliyor. İstersek hemen maça
geçebiliyor geçen senenin final heyecanını yaşamaya başlayabiliyoruz. Fakat sağ
analog çubuğa basarak geçen sene ile aynı menüye girebilir ve maçlara başlamadan
önce ayarlarımızı yapabiliriz.
Oyunun grafikleri geçen seneden çokta farklı değil. Zaten farklı olmasına gerek
yok, çünkü herkes geçen sene bu oyunun grafiklerine hayran kalmıştı. Fakat
gözüme çarpan birkaç eksi yok değil. Öncelikle oyuncuların doku kalitesi geçen
seneye göre biraz azaltılmış, sonra oyuncuların terlemesi artık yok. Fakat
seyirciler ve salonda ki geri kalan herkes (Ponpon kızlar, maskotlar,
temizleyici çocuklar, basın mensupları) çok daha kaliteli yapılmış. Hepsi 3
boyutlu ve maç esnasında hareketliler. Seyircinin oyuna etkisi güzel
yansıtılmış.
Yenilikler
Oyunumuzda geçen seneye göre gözümüze çarpan çok fazla yenilik yok gibi geliyor.
Giriş aynı, menü aynı, sonra oyuna başlarken ilk değişiklik gözüme çarptı. Geçen
sene yükleme ekranında şehrin içinde dolaşan bir ışık kümesi salona ulaşır ve
maçımız başlardı. Bu sene ise yükleme sırasında NBA ile ilgili sorular ya da
oyuncular hakkında bilgilerin bulunduğu bir ekran ile bekliyoruz maçımızın
başlamasını.
Asıl yenilik ise oynanabilirlik. Diyebilirsiniz ki “Ne gerek vardı o kadar
değiştirmeye zaten geçen sene oyun çok iyiydi” ama alışınca gerçekten çok
hoşunuza gidecek bu yenilikler. Bir kere oyun tam anlamıyla bir basketbol
simülasyonu olmuş. Oldukça gerçekçi animasyonlar, şutlar, paslar, smaçlar ile
karşılaşıyoruz. Daha da güzel olan oyunda o kadar fazla animasyon var ki, sanki
maçın her dakikasında farklı bir hareket ile hücumumuzu ya da müdafaamızı
bitiriyoruz.
Yapımcı firma geçen seneki oyunu iyi incelemiş ve eksik yönlerini saptamışlar.
Oyunu biraz yavaşlatmışlar, top çalmayı zorlaştırmışlar ve artık her oyuncunun
üzerinden smaç vurmak neredeyse imkansız gibi. Oyuncu pozisyona göre şutunu
atıyor ya da smaç vuruyor. Pota altı oyunlarını biraz daha geliştirmeseler;
birebirler set hücumlar, ani şutlar yani oyunda basketbol oynanışı adına ne
ararsak var diyebilirim. Smaç yarışması ise diğer bir yenilik. Ama ben pek
sevmediğim için üzerine pek fazla düşmedim. Sağ analog çubukla değişik
varyasyonlar yaparak değişik smaçlar vurabiliyoruz.
En sevdiğim yeniliği en sona sakladım. Maçlar bittikten sonra oyunda
oyuncularımız ne yaptıysa görebiliyoruz ya da maçın en iyi 3 basketini
izleyebiliyoruz. İstatistikleri takip edebiliyoruz ve bu da eğer galip geldiysek
aldığımız zevki ikiye katılıyor. Ne de olsa basket istatistik oyunudur değil mi?
Yanan eller, yakan toplar
Oyunda en çok hoşuma giden özelliklerden biriside oyuncunun altında bulunan ve 5
kademeden oluşan moral durumunu gösteren çizgiler (Siz buna oyuncunun soğuk ya
da sıcak oluşu da diyebilirsiniz). Basket attıkça oyuncunun altından bulunan
çizgiler önce turuncu sonrada hafif hafif kırmızı ve sonunda kıpkırmızı oluyor.