1/2

Oyun Akademisi #59

Mert Günhan 24.03.2014 - 17:28
Rol yapma oyunlarında görmek istediğimiz 5 şey!
Geçen gün eski rol yapma oyunlarını düşündüm, küçükken neden sapık gibi 50 saatimi bu oyunlara verdiğimi, bu oyunlarda ne bulduğumu ve ötesini.

Kendimce cevaplar bulamadıktan sonra bir sonraki soruya geçtim, ne tarz RYO’lar beni çekiyordu? Benim sevdiğim tarz neydi? Askeri hikayeleri sevmiyordum, zaten genelde askeri RYO’da çıkmıyordu. Breath of Fire, Suikoden, Final Fantasy, Shin Megami Tensei, Morrowind, Daggerfall, Ultima falan derken, sonunda beni çekenin ne olduğu ile ilgili bir cevap bulabildim.

Sanırım yol hikayeleri, benim en sevdiğim türden hikayeler. Özellikle en sevdiğim yol hikayesi sanırım Final Fantasy X’te. Spira boyunca geçen o macera beni içine o kadar almıştı ki, Final Fantasy X’in hissettirdiği duyguları başka bir oyunda hissettiğimi hatırlamıyorum. Özellikle yol hikayelerinin çok ortak bir hissiyata sahip olduğunu düşünüyorum, yol yorgunluğu.

Oyun Akademisi #59
Yol hikayelerinin anlatıldığı RYO’lar da bir süre sonra yorgunluk hissetmeye başlıyorsunuz. 50 Saatin üzerini geçmiş, türlü türlü Boss ve badire atlatmış karakterleriniz, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, artık yavaş yavaş insan o “yoldan” yoruluyor, bitsin istiyorsunuz fakat bir yerden sonra bitmesin istiyoruz. O sizin maceranız çünkü, acısıyla tatlısıyla, uyuz ettiği noktalarıyla ve sevdirdiği karakterleriyle, tamamen size ait bir macera.

Bunun üzerine, gelecekte oynamak istediğim rol yapma oyunlarının tekrar bu hissiyatı nasıl verebileceği ile ilgili bir liste yaptım, yeni jenerasyonda rol yapma oyunları nasıl olmalı diye soracak olursak, sanırım olması gereken beş tane şey var:

Oyun Akademisi #59
1)    Cinsiyet Ayrımcılığı Olmamalı
Mass Effect bunu çok iyi bir şekilde başardı bence. Özellikle oyunun her cinsiyetten, ırktan ve her cinsel tercihten karakterle dolu olması, karakterler arası interaksiyonun tavan yapmasına sebep oluyordu. Fakat bunları yeni jenerasyon rol yapma oyunlarında çok daha sık görmek istiyoruz artık. Karakterlerin iki boyutlu olduğu dönemleri geride bıraktık, artık karakterler arası ilişkilerin derinlemesine işlenmesi gerektiği bir anlayışa doğru gidilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Oyun Akademisi #59
2)    Gri Bölgeler Çoğalsın
Saf iyi ve saf kötü karakterler uzun süredir her türlü medya üzerinde iş yapmıyor. Gri bölgeler ve ahlaki seçimler bizleri kötü adamın yerine de koyabiliyor. Bunu yine BioWare oyunlarında gördük fakat eninde sonunda ne kadar kötü seçim yaparsanız yapın bir şekilde kahraman olarak öne çıkmaktan kurtulamıyorsunuz. Knights of The Old Republic en güzel örnektir buna. Sanırım ben artık gerçekten iyilik kötülük dualitesinden biraz sıyrılmak, çok daha şeffaf alanlarda yüzmek istiyorum oyunlarda.

Sonuçta gerçek hayatta da iyi veya kötü kavramı çok girift ve her an değişebilen bir şey.

Oyun Akademisi #59
3)    Bazen Kaybetmek Daha Anlamlıdır
Günü kurtarmayı hepimiz seviyoruz sonuçta. Oyunların amacı biraz da bu şekilde bir kaçış psikolojisi ile bizleri yakalayarak gerçek hayatın monotonluğundan çıkartmak. Fakat bazen, sadece bazen insan kaybetmekte istiyor, bence bu element rol yapma oyunlarında bol bol bulunması gereken bir şey. Tamam bunun örnekleri yok demiyorum fakat bariz bir şekilde kaybetmenin işlendiği çok az RYO mevcut. Mesela hikayesel anlamda, FPS oyunu olsa bile The Darkness 2 bu konuda çok iyi bir örnektir.