1/2

Starbound (Beta İnceleme)

Mert Günhan 12.12.2013 - 17:24
Galaksinin sonsuzluğuna yapılmış bir güzelleme
Ben bazı oyunların geleceği yarattığını düşünüyorum. Hani öyle bir fikir barındırıyorlar ki içlerinde, bu fikir, zamanı ve mekanı aşıp gerçekten çok ama çok ötesini şekillendiriyor. Minecraft böyle bir fikirdi mesela, Terraria’da Minecraft’ın aldığı çıkışı çok sağlam bir şekilde ilerletmişti.

Bir de, bu fikirlerin çok ama çok daha ötesinde, genişletişmiş halleri oluyor. Starbound mesela bu cümleye verilebilecek en sağlam örneklerden biri.

Açıkçası, büyük bir Minecraft hayranı olarak, çok büyük bir Terraria hayranı olamamıştım. Bunun sebebi sanırım Minecraft’tan aldığım üretici hazzını Terraria’dan almaya ihtiyacımın olmamasıydı. Ama uzay, işte uzay olayı benim için çok farklı bir olay. Astronotluk amatör yapılabilen bir şey olsaydı kesinlikle yapardım ve günün birinde öldüğümde gömülmek yerine uzay boşluğuna bırakılmak istiyorum.

Starbound (Beta İnceleme)
Tabii bunun yerine bir 100 yıl sonra doğmayı da tercih edebilirdim. Fakat olan olmuş, henüz FTL teknolojisinin icad edilmediği fakat internetin epey hızlı olduğu bu dönemde doğmuşum, tabii buna da şükür. Sonuçta Starbound gibi oyunlar var!

Evet, Chucklefish’in yeni projesi indie bilimkurgu konseptinde ve Terraria tadında mekaniklere sahip bir sandbox. Henüz beta aşamasında olan Starbound, Steam Early Access’ten satın alınabiliyor. Terraria tadında mekanikler diyorum fakat aslında oyun baya galaktik bir Terraria  diyebilirim, en azından ilk bakışta öyle görünüyor fakat Starbound bundan çok ama çok daha fazlası.

Starbound’da gezegeni yok edilmiş ve gezegeninin yok oluşu sonucunda hayatta kalmış bir karakteri oynuyoruz. Tabii bu karakteri öncelikle yaratmamız gerekiyor. Terraria’nın aksine seçebileceğimiz birkaç ırk var. Her ırkın görüntüsü falan doğal olarak değişik fakat başlangıç hikayesi hep aynı.

Gemimiz sayesinde gezegenimizin yok oluşundan kurtulduktan sonra, kalan bir gıdım yakıtımız ile daha önce ayak basmadığımız bir gezegende buluyoruz kendimizi. Yakıtımız olmadığından zorunlu iniş yapıyoruz. Gerçi iniş yapmıyoruz, Star Trek tadında gezegene ışınlanıyoruz.

Oyunun konsepti yeni gezegenler keşfetmek ve bu gezegenlerin kaynaklarını kullanarak hayatta kalmak. Bu uğurda ilk indiğimiz gezegende elimizde “Matter Manipulator” ile uzun bir süre geziyoruz. Matter Manipulator gezegenler üzerinde her şeyi toparlamak için altın biletiniz. Epey yavaş olduğu için bir süre sonra balta, kazma gibi şeyler yapmak çok daha mantıklı geliyor fakat sıfırdan başladığınız o erken vakitlerde en büyük dostunuz bu cihaz. Bu ve kırık kılıcınız.

Starbound (Beta İnceleme)
Şimdi, Starbound’da bu üretim skalası gerçekten olacak gibi değil, çok geniş. Yani dandirik evlerden başlayıp gezegenlerarası bir imparatorluk kurmaya kadar devasa bir skaladan bahsediyorum. Bunun içerisinde Mech üretmek gibi şeyler de var, takdir edersiniz ki benim gibi kafadan sakat insanların yıllarını vererek hayvan gibi eğlenebileceği bir serbestlik hakim oyuna.

Tabii oyunun başlarında hiç böyle bir durum yok, yepyeni bir gezegene indiğiniz için genellikle oranın doğal yaşamı tarafından sürekli olarak ölümle tehdit ediliyorsunuz. Aynı Jurassic Park’ta şişman adamın ağzından zehir atan dinozor ile karşılaşması gibi burada da şirin bir kuş tepenizden uçarken anında paralize edici bir zehir atabiliyor.