1/3

The Bard's Tale

Hasan Uğur Nayır 3.06.2010 - 12:31
RPG dünyasının renkli kişilikleri Bardlar, hak ettikleri bir macera ile dönüyorlar...

Bundan 19 sene önce çıkan bir seri, günümüz için yeniden canlanıyor. Evet Bard’s Tale aslında 1985 yılında ilki çıkan ve daha sonra iki tane devam oyunu yapılan ünlü RPG serisidir. Geçen uzun yılların ardından bu kez, daha güzel grafiklerle ve arkasında bir hayli sağlam bir yapımcı ile yeniden beğenimize sunuluyor.

Oyunun yapımcısı InXile adlı yeni kurulan bir firma ama firmanın kurucusunun geçmişi bir hayli sağlam. Projenin başında daha önce Fallout serisi gibi bir klasiğe imza atmış olan Brian Fargo var. Kendisi Bard’s Tale’in daha önce çıkan oyunların yapımcı kadrosunda da yer almış. Dolayısıyla zaten var olan RPG tecrübesini, ilginç bir konseptle birleştirerek, başarılı olacağı kesin olan bir oyunla yeniden çıkmaya hazırlanıyor.

Hayatı ciddiye almayan bir karakterdir Bard

Oyunun isminden de anlaşılacağı üzere Bard karakterini yöneteceğiz. Bard’lar her yeri dolaşan ve şarkılar söyleyen ozanlardır. Bu ismi FRP ile ilgilenenler iyi bilirler. Oyundaki karakterimiz paraya önem veren, kızlardan başka bir şey düşünmeyen ve içkicinin teki. Evet klasik RPG oyunlarındaki karakterlerin aksine hayli ters bir karakter bizleri bekliyor olacak. Zaten oyunun en ilginç yanı; şu ana kadar yapılan bir çok RPG klişeleri ile dalga geçmesi. Mesela karakterimiz ile herhangi bir görev aldığımızda ‘Bu çok standart’ veya ‘Aman ne klişe’ gibi kendi kendine yorumlarda bulunacak. Yani görevi yapsanız dahi karakterin kendi kişiliğinin olmasından dolayı illaki herşeye bir kulp bulacak. Oyundaki görevler aslında çok çeşitli ve çok değişken bir formata sahip. Diyelim ki; sihirli bir taşı ele geçirmeniz lazım fakat bu taş yüzyıllardır siyah bir ejderha tarafından korunuyor. Ejderhayı öldürmeyi göz önüne aldınız ve ilerlemeye başladınız. Bir de ne göresiniz; ejderha size saldırmak yerine “Sende mi bu taş için geldin? Zaten uzun zamandır bunu korumak için bekliyordum ama artık sıkıldım. Al taş senin olsun ben de buradan gideyim” diyebilir. Sizde taşa böylelikle bedavadan konmuş olursunuz. Elbette normal bir RPG oyununda böyle ilginç bir diyalog ve durumla karşılaşmazsınız.

Daha önceden hazırlanmış ilginç olaylar dışında, oyun esnasında verceğiniz kararlar sonucu başınıza gelenlerde olacak. Oyunda serbestsiniz, istediğiniz şekilde davranmanız ve hareket etmeniz mümkün. İster karşınızdaki NPC karaktere kötü davranabilirsiniz, isterseniz iyilik yapabilirsiniz. Tabi ki her hareketin sonuçları olacak ve bunlar oyun sonuna kadar bizleri etkileyecek. Söz gelimi bir çiftçi sizden kaçan atını yakalayıp getirmenizi istiyor. Bunun karşılığında sizi mükafatlandıracağını söylüyor. Görevi kabul edebilir veya kabul etmeyebilirsiniz. Her iki kararınızın sonucunda senaryonun gidişatı farklılaşacak ve bu olay sizin oyundaki ilerleyişinizi etkileyecektir. Diyelim ki; kabul ettiniz ve atı geri getirdiniz. Çiftçi size oyun boyunca bir hayli yardımı olacak bir sihir veya silah verebilir. Bir diğer alternatif; görevi kabul ettiniz ama bu sefer atı öldürüp ölüsünü de çiftçinin önüne serdiniz. Bu durumda çiftçinin aslında büyücü olduğunu öğreniyorsunuz ve sizi tamamen şansız hale getiren bir büyü yaparak cezalandırıyor. Bu tip büyüler tüm oyun boyunca karakterimizi etkileyecek hatta oyuna özel olarak konulan eşyaları bulmamızı imkânsız hale getirecek.