1/2

Torment: Tides of Numenera (İlk Bakış)

Mert Günhan 21.10.2013 - 20:22
Bir yaşamın değeri nedir?
“İnsanın doğasını ne değiştirebilir?” diye sordu bana. Cevabı biliyordum aslında, hep bilmiştim belki de. Bir şekilde, tekrar tekrar, sonsuzluğun ötesinde hep bildiğim bir cevaptı bu.

Boyutlar arasında yaptığım seyahatlerden bir şey öğrendiysem, pek çok şeyin insanın doğasını değiştirebileceğiydi. Pişmanlık, aşk, intikam, korku, inanılan şeyler, insan doğasını değiştirebilir. İnancın şehirleri hareket ettirdiğini, ölümü uzakta tuttuğunu, bir cadının kalbini çevirdiğini gördüm. Bu kudretli kale bile inanç sayesinde ayakta duruyor. İnanç bir kadını lanetledi, başkası onu sevmediği halde, sevdiğine inandırdı. İnanç bir adamın ölümsüzlüğü bulmasını sağladı ve bir ruhun benim parçamdan fazlası olduğunu sanmasına sebep oldu.”


Nameless One
Torment: Tides of Numenera (İlk Bakış)
Siz bu soruya ne cevap verirdiniz? Belki de video oyunları tarihinde, oyuncuya sorulmuş en önemli sorulardan birisiydi bu. “İnsanın doğasını ne değiştirir?” Sizce ne değiştirir? Pişmanlık, insanın doğasını değiştirebilir mi? Peki ya sevgi? Belki de özlem. Belki bu öyle bir sorudur ki, kişiden kişiye cevabı değişir. İnsan doğası tek bir soruya sıkıştırılabilir mi? Tek bir cevap ile açıklanabilir mi?

İşte Planescape: Torment, bütün bu soruların peşinde bir oyundu.

Açıkçası, ben bu konuda biraz geriden geldiğim için, Nameless One ve onun hikayesiyle geç tanıştım. Torment’ı oynayalı 4-5 yıl oldu, çıktığı zaman oynamadım, ondan sonra da bir türlü kısmet olmadı, türlü türlü aksilikler derken, nispeten yeni bitirebildim oyunu diyebilirim fakat geç olsun güç olmasın.

Şimdi konuyu biraz uzaklara çekip, size Monte Cook’tan bahsetmek istiyorum. Monte Cook, efsanevi bir oyun tasarımcısı. Oyun tasarımcısı derken, masaüstü oyunlardan bahsediyorum, video oyunlarından değil. Neyse efendim, Mr.Cook gerçekten epey yetenekli ve başarılı bir şahıs olarak, World of Darkness’ı bile baştan yazmış, piyasada yeteneğine ve bilgisine oldukça güvenilen bir tasarımcıdır. Peki ama Monte Cook’a nereden geldik?

Planescape: Torment’ın yaratıcısı Chris Avellone ve Colin McComb, 2007’den beri oyunu nasıl yeniden getirmek istedikleriyle ilgili konuşmaktaydılar. Yeni oyun her ne kadar Nameless One ile ilgili olmayacaksa bile, Planescape temalı olacaktı ve aynı evrenin içerisinde geçecekti. Bununla ilgili o kadar çok konuşuldu ki, bir yerden sonra yeni Torment oyunu bir şehir efsanesi olarak kaldı. Planescape’in haklarına sahip olan Wizards of the Coast’un, bir türlü oyunun haklarını vermemesi üzerine, yeni bir Torment oyununa dair ne kadar umut varsa solmuştu, sonra bir şeyler değişti, sonra…Kickstarter geldi.

Torment: Tides of Numenera (İlk Bakış)
Kickstarter, bütün yazılarımda belirttiğim gibi, video oyunları tarihinde çok önemli bir kırılma noktasıdır. Hatta bu öyle bir kırılma noktasıdır ki , endüstriyi fersah fersah ileriye götüren pek çok yapımın gün ışığına çıkmasına yardımcı olmuştur. Yayıncıların ve büyük paralı şirketlerin kaprislerine göre değil, eserin yaratıcılarının kendi isteğine göre şekillenen yapımlarla tanışmamızı sağlamışlardır.

Torment bugün varsa, Kickstarter sayesinde var diyebilirim. Fakat Kickstarter, oyunun yapılma ihtimalini veriyor, oyunun içeriğini değil, işte bu noktada, Monte Cook hikayesine geri dönüyoruz.

Monte Cook efsanevi bir masaüstü oyun tasarımcısı demiştim. Cook’un Kickstarter’dan bütçelendirdiği yeni masaüstü evreni / sistemi, Numenera RPG,  rol yapma oyunu hayranları tarafından 1 yıldır bekleniyor ve açıkçası, oldukça sabırsızlandırıyor. Cook daha önce Planescape’i tasarlayan isimlerden biri olarak tanınmıştı. Avellone ve inXile, yeni Torment oyununun geçeceği evren olarak bu sebeple Cook’un Numenera’sının oldukça mantıklı bir seçim olduğunu düşünmüşler. 

Tabii bu aynı zamanda Wizards of The Coast ile yaşanan isim hakları yüzünden bazı şeyleri kullanamayacakları anlamına geliyor. O zaman ne beklemeliyiz? Torment’ın ruhani takipçisi olacak bir Torment oyunu tabii ki. Yani yapılan şey aslında Torment ama aslında Torment değil diyebilirim. Bu bir sorun mu? Tam tersi...