ArtılarSesler, karakter modellemeleri, senaryo, zevkli çoklu oyuncu özellikleri
EksilerStrateji öğelerinin azlığı
"Yazı için Barış Terun'a teşekkür ederiz."
Bizler Ölümsüz İmparatorun askerleriyiz. Evren kaoslarla örülü. Binlerce
gezegen de binlerce varlık acı çekiyor. Biz değil. Çünkü bizler Space
Marine’leriz. Çünkü başımızda Ölümsüz İmparatorumuz var. O bizi görür. O bizi
duyar. O bizi korur.
Kaos Efendileri her tarafı sarmış... İblislerde... Güçleri öyle fazla ki.
Bazıları gözlerini kırparak gezegenleri yok edebiliyor. Daha karanlık varlıklar
da var. Bunlar ne bilmiyoruz. Güçleri daha karanlık. Binlerce gezegende binlerce
yaşamı yozlaştırdılar. Yıldızları paramparça edebiliyorlar. Biz ise güvendeyiz.
Başımızda imparatorumuz var; bizler Space Marine’leriz. Daima tetikteyiz. Bizi
tuzağa düşüremezler.
Ama içeriden birisi bunu yaptı. O benim en iyi arkadaşımdı. O bir rahipti.
İhanet etti. Onu affettim. Evet, affettim. Bana yaptıklarını affettim.
İmparatora ve halkımıza ettiği ihaneti ise affedemem. Onun canını ben aldım.
Kaos Lordları için çalışan hain! En sevdiği söz neydi: Umut hayal kırıklığına
atılan ilk adımdır. Bizim umuda ihtiyacımız yok. Bizim imparatorumuz var. O bizi
kollayacaktır. O bizi gözetecektir.
Ben ne yaptım? Lanet Kaos Lordlarından birini serbest bıraktım. En iyi arkadaşım
gibi isteyerek değil. Ama yaptım. Bu kararım halkımıza acı getirebilir. Yine de
artık düşmanımın yüzünü biliyorum. Onu bulacağım.
Savaş zamanı
Warhammer 40.000 bizi kendisine nasıl da bağlamıştı. Masaüstü oyunlarından
adapte edilen ve kendisine çok özel bir hayran kitlesi yaratan bu evren
büyüleyiciydi. Muhteşem konusu, büyü ile teknolojinin mistik birleşimi,
karakterlerin derinliği... Ancak oyunun bazı eksileri de vardı. Sadece 1 ırkı
yönetebiliyorduk bu da oyunun süresinden çalıyordu. Daha sonra genişleme
paketleri ile karşılaştık. Eldar’lar, Dark Elder’lar, Necron’lar ve Orc’lar
kontrolümüzdeydi. Hatta Space Marine’ler ile kendi ırkları arasında çatışmalar
yaşanıyordu. Bu paketlerin genişliği elbette bir süre kendisine bağladı; buna
rağmen kopukluklar insanı biraz soğutuyordu.
"Korkusuz ve acımasız Orc'lar yeni oyunda kendine yer buluyor. Rakipleriyle kanlı savaşlarda karşı karşıya geliyorlar."
Şimdiyse efsanevi oyunun ikincisi ile karşı karşıyayız. Oyunumuz heyecan verici,
son derece eğlenceli. Bazı kimlik sorunları da var elbet. Oyun bir Action RPG mi
yoksa strateji mi? Bu kavramlar birbirine karışabiliyorlar. Yine de her kavram
ayrı ayrı eğlenceli.
Çoklu-oyuncu keyfini yaşamak istiyorsanız da doğru yerdesiniz. Ancak bu
özellikler biraz kısıtlı. Sadece 3’e 3 veya 1’e 1 karşılaşmalar yapılabiliyor.
Pek de fazla harita desteği yok.
Warhammer 40.000 2 ilk oyunun belki de tek eksikliğini içinde barındırıyor. Hala
sadece tek bir campaign’imiz var.Space Marine’leri Ork, Eldar ve Tyranid denilen
tuhaf ırkın üstüne yolluyorsunuz. Buradaki fark 4 ayrı Space Marine birliğini
ayrı ayrı kontrol etmemiz. RTS kavramı biraz değişmiş daha doğrusu yokolmuş.
Evet bina yapabilme gibi seçeneklerimiz yok. Peki ne yapacağız? Eski
Warhammer’lar ya da Warhammer: Mark Of Chaos’ta ne yapıyorsak onu. Elimizdeki
kuvvetleri en iyi şekilde koruyacağız. Komuta ettiğimiz karakteri aynı RPG
oyunlarındaki gibi geliştireceğiz. Amaçlarımız son derece basit: Çirkin büyük
yaratığı öldür, binayı ele geçir, şu objeyi bul. Bunların hepsinin Action RPG
öğeleri olduğunun farkındayım.