White Night

Platformlar PC, Mac, PlayStation 4, XBox One
White Night
  • Yapımcı - Yayıncı OSome Studio - OSome Studio
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Bulmaca,Korku,Macera
Merlin Puanı 75
5 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%78
Artılar Kara Film temasını yansıtan başarılı görsel tasarım. Gerilim dolu atmosfer. Seslendirmeler gayet başarılı.
Eksiler Bulmacalar, macera oyunu müdavimleri için yeterince zorlayıcı değil. Bazı kamera açılarında yaşanan kontrol problemleri. Hayatta kalma temasını tam olarak yansıtamıyor.
Özel İnceleme
Emre Günen 11.03.2015 - 12:19
Zifiri karanlıkta titreyen, cılız bir kibrit ışığı...
Hollywood sinemasının 40'lı yıllarda kullandığı 'Noir' ya da Türkçe adı ile 'Kara Film' teması, nadir de olsa oyun dünyasında da tercih edilir. Grim Fandango, Spiderman: Shattered Dimensions ve Heavy Rain'de tanık olduğumuz ve Rockstar'ın deneysel oyunu L.A. Noire ile de görkemli biçimde monitörlerimizde konuk ettiğimiz bu karanlık ve melankolik temayı, ilk defa gerçek manası ile kullanan bir oyun ile karşılaşıyoruz. White Night isimli hayatta kalma temalı macera, önceki örneklere nazaran belki de ilk defa gerçek bir Kara Film temalı oyunu bizlere sunmayı başarıyor.

Kafalardan fötr şapkaların, dudaklardan da sigaranın hiç düşmediği, Amerika'nın buhran döneminde geçen bir macera White Night. "Ben bu feleğin tekerine çomak sokarım," tavrı ile sigarasını tüttüren ve 40 model Lincoln marka aracına binip yola koyulan başkahramanımızın hayata karşı karizmatik duruşu ile başlıyor oyunumuz. Yolda gördüğü bir kadın silueti yüzünden aracının kontrolünü kaybeden kahramanımızın, hem kendini ve hem de güzelim otomobilini feda ederek ağaca toslayışını izliyoruz. Kazadan hafif yaralı biçimde kurtulduktan sonra, yardım çağırabilme amacı ile karşısına çıkan ilk binaya girmek zorunda kalıyor. Son derece saf biçimde, evin içinde yardım bulmayı uman başkahramanımız, aslında içi türlü tehlikelerle dolu, görüldüğü anda bucak bucak kaçılması gereken bir tuzağa düştüğünden habersiz biçimde evin kapısından geçiyor…

"Delinin biri kuyuya bir taş atmış" esprisini yapmadan ortamlardan uzaklaşayım.
Genel oynanış bakımından eski oyuncuların, "Hey gidi günler!" diye yad edeceği, yeni neslin ise, "Çöp, leş, oynamadım!" diye çemkireceği, klasik 3 boyutlu macera türünde bir yapım White Night. Sabit kamera açıları ile ilerlenen, tıpkı Grim Fandango'da olduğu gibi karakterin yüzünü döndüğü yerdeki cisimlerle etkileşime girilen ve oyun dünyasının klasikleşmiş bulmacalarını çözmek için uğraş vereceğimiz bir macera. Kapalı kapıların anahtarını bulmak, çevrede bulduğumuz günlüklerden ipuçları yakalamak ve çevredeki 'İyi saatte olsunlar'dan kaçmak üzerine kurulu bir oyun.

Kendine has grafik yapısı ve ışık oyunları ile görsel şölen yaşatan, melankolik bir hikaye
White Night'ın basit bulmacalarını çözerken iki şeye dikkat etmemiz gerekiyor; ışık kaynağı oluşturmak ve hayaletlerden uzak durmak! Daha oyun başlar başlamaz, ağzından sigara eksik olmayan kahramanımız, "Sanırım cebimde bir kibrit olacaktı," diye hatırlarken bize demek istiyor ki, "Kibrit çöplerini oyun boyunca yanından asla eksik etme!" Gerçekten de zifiri karanlık olan malikanede, kafasına göre çalışan ya da aniden grev yapma kararı alan lambalara güvenmek yerine elimizin altında mutlaka kibritimizin olması gerekiyor. Gerek çevredeki cisimleri kullanmak, gerek kapıları açmak, gerek bir günlüğü okumak, gerekse önümüzü görebilmek için bu kibritlere en az oksijen kadar bağımlıyız. Malikanenin bazı yerlerinde bulunan lambalar, mumlar ve şömineler de diğer ışık kaynaklarımız ama önce de söylediğim gibi, evi eline geçirmiş kötü ruhlar tarafından durup dururken söndürülebiliyor. Bu nedenle kibritiniz olmadan hiçbir yere gidemezsiniz.
Klasik bir macera oyunu olmasına rağmen içine serpiştirilmiş hayatta kalma öğelerinin ise biraz zorlama olduğunu söylemem gerekli. Bizler bulmacaları çözmeye çalışırken ve elimizdeki kibrit sönmeden odadan odaya koştururken bir anda karşımıza, "Bööarggh!" diye haykırarak çıkan ruhlardan kaçmak için birkaç seri adım atmak yeterli. İlk karşılaştığımda, hayatta kalma oyunlarında olduğu gibi, diğer odaya geçmeyi, kapıyı kapamayı, kapının üstüne eşyaları yığmayı ve kaçmaya devam etmeyi düşündüm ama meğer hiç gerek yokmuş. Meğerse bu ruhlar, bizi 2-3 metreden daha fazla kovalamıyormuş! Hal böyle olunca baştan korku veren bu kötü ruhlar bir yerden sonra önemsiz yaratıklar haline geliyor. "Aaa kötü ruh, sen miydin?" deyip 3-5 adım geriye gittiniz mi, hemen kurtuluyorsunuz. Odanın diğer kısmında ya da koridorda sabit bir ışık kaynağı var ise korkmanıza hiç ama hiç gerek yok. Aydınlık bölgeye geldiğiniz anda ruhların gücünden eser kalmıyor.

Tıp henüz fıtığa çözüm bulamadığından, kahramanımız 12'den fazla kibrit çöpü taşıyamıyor.
Macera oyunlarında karakterin ölmesi nadir görülen bir durumdur. White Night'ta ise, ruhlara yakalanmanız ya da kibritlerinizin bitmesinin ardından, zifiri karanlıkta kalmanız durumunda ölmeniz mümkün oluyor. Bu nedenle belirli aralıklarla oyunu kaydetmek gerekiyor. Bunun için de evin içine serpiştirilmiş berjer koltuklara rahatça yerleşip gözlerimizi dinlendirmemiz yeterli.

White Night'ın en ilginç yanı ise, kahramanımızın 12 adetten fazla kibrit taşıyamaması. Tamam, oyun biraz zorlaşsın, ortam gerilsin diye yapmışlar ama 12 nedir kardeşim? 13 kibrit taşıyınca bu adamın fıtığı mı patlıyor, siyatiği mi azıyor? Neyse ki yapımcılar evin dört bir yanında kibrit kutusu yerleştirmeyi akıl etmişler de, bu saçmalığa biraz olsun uyum sağlamamıza imkan tanımışlar.

Siyah-beyaz, film gibi biraz...

Macera ve hayatta kalma oyunlarının alışılagelmiş senaryo yapısını aynen bize sunan ve hikaye anlatımı konusunda pek iddialı olmayan White Night, sanat yönetimi ve renk kullanımı konusunda adeta çığır açıyor. Daha oyuna girdiğiniz anda, yüksek kontrastlı ve siyah-beyaz temalı oyun görsellerinin ne denli başarılı olduğunu anlıyorsunuz. Özellikle ışık oyunları ve gerilim dolu atmosfer oluşturma konusunda da çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Sesler ve müzikler de hem dönemi yansıtıyor hem de profesyonel ellerden çıktığını belli ediyor. Hikayeyi anlatan başkahramanın sesi de tam 'Kara Film' temasına uygun biçimde belirlenmiş.

Abov, ışığı yakmaz olaydım, bu nasıl duvar kağıdı böyle? Buradayım ey ruhlar! Gelin ve beni öldürün!
Görsel açıdan kendi türüne göre çok başarılı olsa da, asıl önemli olan kısmı, yani oynanış konusunda ise White Night'ın sınıfta kaldığını itiraf etmem gerekiyor. Bir kere oyunun bulmacaları çok basit. Toplamda bulacağınız obje sayısı ve bunları kullanacağınız yerler o kadar kısıtlı ki, bir bulmaca üzerinde kafa yormanıza hiç gerek kalmıyor. Sabit kamera açısı kullanmasından dolayı, kontrol konusunda da çuvalladığı anlar çok oluyor. Dümdüz yürürken kameranın aniden değişmesi, ileri giden karakteri geri adım attırabiliyor. Tekrar ileri gitmeniz halinde de iki kamera açısı arasında oyun gidip gelmeye başlıyor. Eğer böyle bir pozisyonda yakalanırsanız, ne ileri ne de geri gidebiliyor, olduğunuz yerde çakılı kalıyorsunuz.

White Night, klasik macera oyunlarından, 'Kara Film' temasından ve melankolik atmosferden hoşlananlara hitap eden bir oyun. Bulmacalarının yeterince zorlayıcı olmaması, hayatta kalma temasının yeterince etkili kullanılamaması ve kontrol konusunda karşılaşılan hataları en belirgin eksiklikleri. Görüntüleri hoşunuza gidiyorsa ve farklı bir deneyim istiyorsanız deneyebilirsiniz, ama beklentinizi yüksek tutmayın.
Yorumlar 4
MK Okuru
MK Okuru 25.04.2024 09:15
Kalan Karakter: 300 Gönder