Bilgisayar ile olan tüm yazışmalarım beni ister istemez bambaşka bir yapıma,
Krzysztof Kieslowski'nin 1989 yılında Polonya televizyonu için hazırladığı mini dizi
Dekalog'un ilk bölümüne götürdü. Kieslowski'nin 10 Emir'i anlattığı Dekalog'un ilk bölümünde, çocuğun bilgisayara verdiği komutlar, o komutların geri dönüşü...
Topladığımız tetris benzeri oyuncaklar, Elohim dediği gibi,
"Oyuncak değil, önemli mühürler." Talos Principle'ın derin felsefesinden ayrılıp, 'oyun' kısmına baktığımızda yine aynı tatmini yaşadığımı söyleyebilirim.
Portal serisinin inanılmaz popülerleştirdiği
'mekan bulmacaları', Talos Principle'ın da ana bulmaca tipini oluşturuyor. Gitmemiz gereken yerler var ve bu yerlere ulaşmak için Elohim'in bahsettiği mühürleri toplamamız gerekiyor. Tapınak vasıtasıyla ışınlandığımız bölgelerde doğru mühürleri bulup kapıları açabiliyoruz.
Aynı Portal'da olduğu gibi bizi tehdit eden ve yaklaştığımız anda ölümümüze neden olan Drone, taret gibi engellerimiz var.
Elimizde bu sefer Portal Gun gibi bir yardımcı yok. Cennet Bahçesi'nin (sadece ilk bölüm, ilerleyen aşamalarda Dünya'nın birçok popüler noktasına konuk oluyoruz) içinde dağınık halde bulunan cihazları toplayıp, doğru bir şekilde yerleştirerek bulmacaları geçmeye çalışıyoruz. Bazı cihazlar drone ve kapıları etkisiz hale getirirken, bazıları da ışınların yönünü saptırmamızı sağlıyor.
Öğrenme eğrisi oldukça kolay bir yapım olsa da kullandığımız cihaz sayısı sonraki bölümlerde inanılmaz artıyor ve artık bulmacaları çözmek için ciddi zamanlar harcamamız gerekiyor. Kompleks bulmacalar hem çok iyi tasarlanmış hem de başarı hissi sonuna kadar veriyor.
Point Click Advanture'ların aksine, mekan bulmacalarını baz alan oyunlar, sorunları çözmeye çalışan oyunculara daha çok seçenek tanır. Genel olarak bölümleri geçebilmek için birden fazla seçeneğimiz oluyor.
Tek sorun: bulmacalar son derece kaliteli olmalarına rağmen yeterince çeşitlenemiyorlar. Eh oyun, kendi konsepti gereği sınırlı bir yapıya sahip ve Portal'da olduğu gibi her yeni bölge farklı bir deneyim yaşatamıyor.
Tom Jubert'in yazdığı (The Swapper ve FTL) akıllara zarar senaryo bir kenara The Talos Principle, Elohim'in sesinden, muhteşem müziklerine kadar her yönüyle gözünüze ve kulağınıza tam bir bayram yaşatıyor.
Güçlü görselliğini Steam Workshop ile destekleyen oyun için şimdiden sürüsüyle mod gelmeye başladı. İleride oyuncuların hazırladığı yeni haritalar, yeni bulmacalar ve hikayelerle oynanış süresi epey artacaktır, benden söylemesi.
Tüm bunları geçtim
Damjan Mravunac imzalı Soundtrack albümü inanılmaz başarılı olmuş.
The Talos Principle, tüm insanlığı sorgulayan yapısı, derin felsefesi, muhteşem hikayesi ile 2014 biterken bize en büyük sürprizi yapıyor. Oyunların,
sanat eseri kategorisine giriş yapmalarını istiyorsak, Croteam gibi yapımcıların artması gerekiyor. İlk kez, bir oyunun beni böylesine düşünceler içerisinde bırakmasından ve anlattığı şeyleri kendi kendime sorguluyor olmaktan inanılmaz mutluyum.
Türkiye'de Playstore ve Steam üzerinden edinebileceğiniz bu oyun, son yıllarda oynadığınız en iyi şeylerden biri olabilir, benden söylemesi. Çok fazla hatası var, kesinlikle her oyuncuya hitap edemiyor ama yine de video oyunlarının sanat eseri olabileceğini bize layıkıyla kanıtlıyor. Braid, Limbo, Deus Ex gibi yapımlardan sonra The Talos Principle da bize bu savı kanıtlıyor.
Bunda Portal'ın seslendirme, atmosfer ve hikâyenin çekiciliği etkili olabilir.