1/2

Call of Duty: United Offensive

Erdem Maşlak 3.06.2010 - 12:31
Savaşta hiç kimse yalnız değildir!
Platformlar PC
Call of Duty: United Offensive
Merlin Puanı 89
1 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%90
Artılar İnanılmaz bir aksiyon. Her şeyiyle bir savaş atmosferini sağlıyor. Anlatmakla bitmeyeceği için bu kadarı yetsin.
Eksiler Grafikler ilk oyundan çok farklı değil. Oyun yine kısa sayılabilir.

Oyunlarda, hele aksiyon oyunlarında “gerçekçilik” deyip dururuz. Düşmanlarımız bilinçli olsun isteriz, silahlarımızı rahat kullanalım deriz ve bizi gerçek bir savaşın ortasında olduğumuzu hissettirsin diye bağırıp çağırırız. Hiç düşünmeyiz ki “gerçekten” bir savaş kitleleri nasıl etkiler, ne devletler yıkıp nicelerini ne şartlarda doğurur, sürgün insanları ölümcül koşullarda nasıl yaşarlar. Ki dünyanın o lağım kokan tarihindeki kara sayfalarında bütün insanlığı etkileyen bir savaş vardır, az önceki kıstasların en vahşet dolu olanlarını taşıyan. Savaş kötüdür, herhangi bir millet için bir diğerine ifade ettiğinden farklı bir şey ifade etmez. İkinci Dünya Savaşı’ndan bıksanız da bıkmasanız da, onlar o savaştaki dedelerinin ölmüş bedenlerini 0’larla 1’lerle yamayıp bizim karşımıza tekrar tekrar koyuyorlar; üstelik bunu da çok iyi başarıyorlar, ve biz de bunları her seferinde yorumlayıp oynuyoruz. Soğuk demir, tiz çığlık. Savaştaki gerçekliğin oyunlardan öteye geçmemesi dileğiyle...

Bir insanın ölümü trajedidir, milyonların ölümü ise bir istatistik. (Joseph Stalin)

Call of Duty, bence yapılmış en iyi WW2 konulu oyundur. Hangi açıdan bakarsak bakalım oyuncuya kendini cephede hissettirecek bütün özellikleri taşıyor. Bence o çıktığından bu güne kadar onun kalitesine erişebilmiş oyun da yok. Peki kralın varisi kimdir? Tabi ki onun oğlu! United Offensive, savaşın çeşitli noktalarında geçen olayları kronolojik sıraya dizmeksizin size sunuyor. Örneğin ilk hikayede 1945 Aralığında sıradan bir askerin birliğiyle beraber cephedeki mücadelesine konuk olurken, ikinci hikayede kendimizi Hollanda semalarında süzülmekte olan askeri bir uçağın içinde buluyoruz ve ayrıca tarih de 1941’e geriliyor. Anlayacağınız üzere UO’in belli bir konusu yok; savaşın kanlı yüzünü iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Oyun, İkinci Dünya Savaşı’nda nispeten çok daha sessiz çatışmalara sahne olan Batı Avrupa topraklarında gelişiyor. Kahramanlarımız da doğal olarak Amerikan. Biraz tarih kitaplarını karıştırdım ve şu ABD’nin bu savaştaki etkisini araştırdım, bilmiyor değilim; ama, ayrıntılar önemlidir.

ABD aslında savaşın başlarında tarafsızdı, fakat; İngiltere’ye destek sağlıyordu. Aynı savaşın Doğu Asya cephelerinde Çin ile savaş halinde olan Japonların Pearl Harbor deniz üssüne saldırmaları ile ABD’nin önce onlara ardından da Japonya’nın müttefikleri Almanya ve İtalya’ya savaş açmasına neden oldu. Bu sıralarda Almanya ise Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’u işgal etti. İngiltere ile beraber savaşan Amerika, bu devletle arasındaki Atlas Okyanusu yardımıyla Avrupa’daki cephelere rahatlıkla ulaştı ve Batı’dan savaşa başladı. Belçika ve Hollanda da buradaki tek hedefleri olan Almanların kuşatması altında olduğundan dolayı olayın orta yerine düştüler.

Her askerin hayatı aynı şekilde biter. Sadece nasıl yaşadığı ve öldüğü ile ilgili detaylar bir diğeriyle farklılık gösterir. (Ernest Hemingway)


Gereksiz tarih bilgisinden sıyrılıp oyuna bakacak olursak bölümler de Batı Avrupa topraklarında soluk buluyor. Daha “bismillah” demeden ilk bölümle birlikte inanılmaz bir heyecan etrafımızı sarıyor. İlk oyunu hatırlayacak olursanız genel olarak işe koyulmadan önce küçük bir eğitim ile kontrollere ve silahlara alışıyorduk. United Offensive’de ise Almanlara karşı girişilen bir mücadelede bizlere emirler yağdıran komutanımız ile oyun açılıyor. Devriye gezdiğimiz esnada birden karşımıza Almanlar çıkıyor ve bizi püskürtüyorlar. Derken jipimize atlayıp oradan uzaklaşmaya çalışırken üzerindeki ağır makineli teçhizatı kontrolümüze alıyoruz. Kaçış derken saatler boyunca bitmek bilmeyen bir mücadele. Sonunda da üç minik bölümden oluşan ilk askerimizin hikayesi nihayete eriyor. Hem de insanı inanılmaz derecede gaza getiren bir atmosferle. Burayı oynayıp görmeniz lazım, anlatılır cinsten değil!!