1/4

KOMPLO TEORİSİ #2 - Assassin's Creed

Çağlar Avcıl 22.10.2014 - 18:12
Assassin's Creed'in arka planında yatan gerçekler
Öncelikle belirtmek isterim ki, Geçen hafta başladığım yazı serisi ile Call of Duty: Advanced Warfare’in hikâyesi ve oyun mekaniklerine bir bakış açısı sunma fırsatı buldum. Kullandığım görsellerden olsa gerek makale bir karşılaştırma yazısı hisse verse de amacım oyunları kötülemek veya savunmak değil. Her yapım kendinden önce gelenlerden esinlenerek ortaya çıkmıştır ve bu son derece olağan bir durumdur. Bu serideki amacım oyunların geliştirilme süreçlerini ve hikâyelerini size anlatmak ve bu aşamada çıkan bazı soruları gündeme getirmektir. Afiyet olsun…

Her sene olduğu gibi bu sene de Ubisoft bizi yeni çıkacak Assassin’s Creed oyunu için hazırlamakta. Ancak bu sene bir değil iki adet Assassin’s Creed oyunu bizleri bekliyor. Eski nesil konsollardaki sınırlamaların yeni oyunu etkilememesi ve ayrıca oyuncuları efsanevi deniz savaşlarından mahrum bırakmak istemeyen yayıncı şirket bu sene 2 ayrı oyunu oyunculara sunma kararı almış. AC: Unity ile Fransız devrimine adım atarken, AC: Rogue ile bir Tapınak Şövalyesini canlandıracağız. Unity ile uzun bir sürenin ardından (ben de dahil) birçok kişiyi tekrardan heyecanlandırmayı başaran Assassin’s Creed serisi köklerinden uzaklaşıyor mu? Suikastçılar ve Tapınakçılar aslında kimlerdi? Peki ya, her yıl ve birden fazla oyun çıkaran seri tükenme eşiğine mi gelecek? İsterseniz hep beraber inceleyelim…

KOMPLO TEORİSİ #2 - Assassin's Creed
Masyaf Kalesi’ne yolculuk

2007 yılında bizi Desmond Miles’ın anılarını takip ettiği Altaïribn-La'Ahad’ın efsanevi yolculuğu ile tanıştıran seri ilerleyen zamanlarda aldığı kararlarla çok tartışılsa da birçok kişiyi kendine hayran bırakmayı başardı. Ubisoft Montreal’in bu açık dünya macerası, ilk başlarda bazı oyun mekanikleri açısından çuvallasa da orijinal hikâyesi,  gizlilik ve parkur alanına getirdiği yeniliklerle dikkatleri üzerine toplamıştı.

Oyun aslında Prince of Persia serisinin The Sands of Time’dan sonraki devam oyunu olarak geliştirilecekti. Hatta oyunun adı Prince of Persia: Assassin olarak belirlenmişti. Oyunun direktörü, Patrice Désilets bir prensin hikâyede güçlü bir başkarakter olamayacağını düşünüp, AI olarak tanımlanan prensin kullanıcının kontrol ettiği bir Suikastçı tarafından kurtarılmasını konu etmişti. Ancak başkarakterin Pers Prensi olmadığı bir Prince of Persia oyunu yapmak istemeyen Ubisoft, prensi hikâyeden çıkartıp, yapımı başka bir oyun olarak piyasaya sürme kararı almıştı.
İlk oyunun geçtiği 12. Yüzyılda suikastçıların karargâhı olan Masyaf Kalesi ise, Suriye’nin Akdeniz kıyı kesimi ile Hama şehrinin arasında kalan bölgede konuşlanır. Oyunun kurgusunda adı geçen “Dağın Yaşlısı” olarak bilinen, Altair’in akıl hocası Al-Mualim yani gerçek adıyla, Rashid ad-Din Sinan 1192 yılına kadar kalenin efendisi olmuştur. Bizans kökenli olduğu düşünülen kale, 3. Haçlı Seferi döneminde Sinan’ın adıyla ve liderliğindeki reformlarla isim yapmıştır.


Gizemli Kardeşlik: Haşhaşiler

Suikastçıların asıl ve ilk yerleşkesi İran’ın Kazvin Bölgesi’nde bulunan Alamut Kalesi’dir. 1090 yılında tarikatın kurucusu Hasan ibniSabbah tarafından fethedilen kale adını "Aluhāmūt" yani, Kartalın Yuvası isminden alır. Bir rivayete göre Deylem krallarından biri ava çıktığı sırada evcil kartallarından biri kalenin bulunduğu dağın üzerinde uçmaya başlamış. Bu yerin manzarasından çok hoşlanan hayvan evcilliğini unutup dağın üzerine yuva yapmaya başlamış. Bunu bir işaret olarak gören Kral buraya zapt edilemez bir kale inşa etmelerini emretmiş. Kalenin adını da Alamut koymuş. Kartal figürü, Alamut kalesi ve suikastçılarla özdeşleşerek zamanla bir simgeye dönmüştür. (Bknz: Eagle Vision)