1/4

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 21

Emin Çıtak 28.11.2011 - 10:51
Hüzünlü bir geçmiş
Her soluk aldığında burun deliklerini kapatıp duran maske artık başını döndürmeye başlamıştı. Gözlerini kapalı tuttuğundan hala ruhları görebiliyordu ama şu an bulunduğu durumda bu fazlasıyla gereksizdi. Onu hemen arkasından Woe ile sürükleyen Methredhel’den başkası olamazdı. İşin kötü tarafı onu sürükleyen sadece Methredhel değildi, Armand ve birkaç tane lonca üyesi çevresini sarmış durumdaydı.

Normalde içine düştüğü bu çıkmazdan kurtulmak için elinden geleni yapardı, fakat Methredhel’in ihaneti sebebiyle beyni adeta donmuştu. Gerçi buna ihanet demek saçmaydı, kadın sadece loncasını korumak istiyordu. Elrin de düşmandan fazlası değildi.

Yüzünde ki maskeye rağmen –zorlukla olsa da- denizin tuzlu kokusunu alabiliyordu. Su Kıyısı’nda olmalıydılar. Lex ve askerlerinin çekilmesiyle –bunu sağlayanın kendisi olması oldukça ironikti- belde yine hırsızların emrine amadeydi. Konuşmadan, sessizce ilerliyorlardı. Arada bir Su Kıyısı sakinlerinin gelenleri görünce aralarında yaptıkları dedikodu fısıltıları duyuluyordu sadece.
“Durun!”

Konuşan Armand’dı. Elrin kapının çalındığını duydu. Sonra birileri kapının ardından karşılık verdi, yanlış anlamadıysa parola türünden bir şeyler sormuştu diğer taraftaki. Armand parolayı söyledi. Kapı ağır ağır açılırken Elrin’in aklında tek bir şey vardı. 

Sessiz kalacaktı.

Merdivenlere geldiklerinde kimse onu uyarma zahmetine girişmediğinden sendeledi. Bileğini burkmuştu. Toparlandı ve topallayarak merdivenleri inmeye başladı. Hareket kabiliyeti sınırlandığından oldukça yavaş yürüyordu. Woe sahibini hızlanması için bir kez  dürttü.

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 21
Adımları taş zeminde yankılanıyordu. Elrin, Methredhel’in her şeyi nasıl öğrendiğini merak etti. Her zaman tedbirli olmasına karşın Methredhel onu haince tuzağıyla kıskıvrak yakalamayı başarmıştı. Gerçi mesele bu da değildi, Elrin’in kalbi feci şekilde yaralanmıştı. Hayal kırıklığı şu an belki de her şeyin ötesindeydi.
O gün ilk defa bir katil için yeterince soğukkanlı olmadığını düşündü.

                                                                        ***

Yüzündeki maskenin aniden çekilmesiyle saçlarında onu ürperten bir elektriklenme hissetti. Birkaç meşaleyle aydınlatılmış boş soğuk bir odada elleri bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordu. Gözleri uzun süre karanlıkta kaldığından odanın loş aydınlatmasına hemen alıştı. Tepki vermeden onu odada tutanlara baktı. Aynı kişiler; Armand ve Methredhel.

“İşte başlıyoruz.” diye geçirdi içinden. Yine de gözleri Methredhel’e yöneldiğinde kararlılığı en alt seviyeye indi. Dudaklarında hala onun dokunuşunu hissedebiliyordu. 

“Seni buraya neden getirdiğimizin farkındasın değil mi?” diye sordu Armand. Gerilen yüz kaslarındaki sert hava sesine de yansımıştı. Kahverengi gözlerini Elrin’e dikti ve cevabı bekledi.
“Farkındayım.” diye cevapladı Elrin. “Ama suçlamanız gerçek dışı. Benim Kardeşlik ile herhangi bir bağım yok.”

Yüzüne gelen darbeyle Elrin sandalyesinden fırladı ve yere yapıştı. Yüzünün sağ tarafını hissedemiyordu. Yumruğu yediğinde elleri bağlı olduğundan düşüşünü kontrol edememişti ve alnını zemine çarpmıştı. Tozlu zemine yapışık bir halde nefes alıp verirken aynı zamanda kendi kanının da kokusunu alıyordu.

Güçlü kollar uzun saçlarını çekti ve onu yerden ayırdı. Armand, “Beni aptal yerine koyma pislik! Anladın mı? Her şeyi biliyoruz.” diye tısladı. Sonra Elrin’in başını Methredhel’in tarafına çevirerek:

“Methredhel en başından beri seni takip ediyordu.” dedi. Elrin nefretle Methredhel’e baktı. Kadın bunun üzerine alaycı bir biçimde sırıttı.
“Peşimize düşebileceğinizi biliyorduk, ama senin gibi bir dangalak beklemiyordum.” dedi Methredhel alaycı ifadesini koruyarak. “Gerçi özür dilerim, oldukça yeteneklisin, ama aynı zamanda tedbirli olduğunu sanan bir dangalaksın!”
“Konuşana bak sen!” diye aynı ifadeyle karşılık verdi Elrin. Sonrada ağzında biriken kanı kadının ayaklarının dibine doğru tükürdü.

Bu yapmasıyla saçlarını tutan güçlü kollar daha Elrin direnemeden yüzünü bir kez daha yere çaldı. Elrin acıyla haykırırken kollar onu bıraktı ve bir tekmeyle yeniden yüzükoyun çevirdi.

Elrin acı nedeniyle gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Fakat birinin ayağı sertçe göğüs kafesine inince refleks olarak onları açtı. Bu sefer vuran Methredhel’di. Elinde tuttuğu Woe’yu Elrin’e göstererek konuştu.