Oyun dünyasına ve endüstrisine hiç de yabancı olmayan Lisa Foiles ile kısa bir söyleşi yaptık. Oyunlar, Cosplay çalışmaları ve diğer konular hakkında bir basın mensubu olarak sorularımızı yanıtladı. Keyifli okumalar.
1- İlk önce bir röportaj klasiği olan sorudan başlayalım; bize kendinden bahseder misin? Özellikle dünyanın en çılgın, ancak en tatlı kızı olmak nasıl bir şey?
Şöyle söyleyeyim, hoş kıyafetler giyerken, belli aralıklarla video oyunları oynayıp, onlar hakkında internette yazı yazmak zor bir yaşam tarzı. Yani ne bileyim, mesela Antarktika’daki buz üzerinde gezen kamyonların şoförleri (Ice Road Truckers ) kendilerinin çok zor işlerde çalıştığını zannederler. Yok ya! O işin çok dengesiz olduğunu mu düşünüyorsunuz? Çalışırken üşüyor musun? O zaman gel de Vampire Rain oynamayı dene çıtkırıldımlar sizi! Siz acı nedir bilmiyorsunuz?
Kendime gelince, of lanet olsun! Bu soru beni her zaman ürkütür ve çöllere falan düşürüp, içimde bir ruh arayışına girme isteği uyandırır. Neyse ki benim güneşte çok çabuk yanan beyaz cildimin iyiliği için çöl yolu üzerinde bir de Burger King restoranı var. Dolayısı ile ne zaman ruh arayışı içine girmeye çalışsam yolda oraya uğrar, bir Milkshake alır ve “Salla ya, ruh arayışını falan!” derim. Büyük olasılıkla bu benim bir sonraki ev partimin teması olacaktır. Parti, bira… Biz neyden bahsediyorduk? Oh, evet.
Adım Lisa Foiles, Nickelodeon’s All That’in eski, Kotaku’nun şu anki yazarıyım ve bazen de başıboş gezerim.
2- Şimdiye kadar oynadığın en iyi oyun hangisi? Oyunlar için genellikle hangi platformu tercih edersin?
EN İYİ oyun ve benim EN SEVDİĞİM oyun tamamen iki farklı türe giriyor. Bana ayrım yapmamamla ilgili bir şey söylememişsiniz. Çok yazık. The Monkey Island serisi benim en sevdiğim oyunlardır, ancak oynadığım en iyisi Bioshock’tur. Benim için iyi bir hikaye çok önemli ve ilk Bioshock’u bu alanda kimse geçemez.
