1/6

Tarihin ilk suikastçıları

Tulga DayanTürk 17.12.2011 - 17:18
Haşhaşiler ve Assasin’s Creed bütünlüğü
Suikastçı kelimesi her zaman için dünyanın irkilmesine sebep olmuş bir kelimedir. Tarihe mal olmuş önemli insanların kelle avcıları olan bu kişiler genellikle isimsiz birer hayalet biçiminde aramızda dolaşırlar ve kendilerine sunulan bir sonraki avlarını beklerler.

Çok uzun zamandır süre gelen bu meslek Haçlı Seferleri’nin başka bir kara meyvesi olarak da kabul edilebilir. Orta çağdan daha öncesinde de bazı önemli şahıslar sessizce ortadan kaldırılmış olsa da bunun organize bir hale gelmesi farklı bir çağa girişin göstergesi olmuştur.

Bu makalemizde sizlere suikastçıların geçmişleri hakkında bilgiler, nasıl kuruldukları nasıl güçlendiklerini anlatmaya çalışacağız. Bunun yanında onların dostlarını düşmanlarını ve yine tıpkı Haşhaşiler gibi dünyanın kaderini değiştirebilecek güce sahip Tapınak Şövalyeleri ve Vatikan’ı da işin içine katacağız. Elbette bütün bunları bir bir Assassin’s Creed serisiyle ilişkilendireceğiz.

Sahnedeki en güzel suikastçı
2006 yılındaki E3 fuarında Ubisoft belki de büyük bir risk ile yeni bir oyun tanıtımı gerçekleştirdi ve dünya ilk defa Altair ve Assassin’s Creed ile tanıştı. İlk başlarda her ne kadar fuarda pek çok ödül kazanmış ve güzel eleştiriler almış olsa da insanlar bunun pek fark yaratmayacak bir oyun olduğunu düşünüyorlardı.

Fakat özellikle Jade Raymond’ın büyük katkısı ile oyunun talihi kısa zamanda dönüverdi ve Assassin’s Creed çok büyük kitlelerce sevilerek oynanmaya başladı. 2007’de çıkan ilk oyunun ardından 2009’da gelen Assasin’s Creed II ve sonrasındaki Brotherhood için bu sevgi ve ilgi katlanarak devam etti.

Şimdi takvimler 2011’i gösterirken sıradaki AC oyununu Revelations’ı merakla bekledik ve sonunda kavuştuk. Özellikle Türk oyuncular için ayrı bir öneme sahip olan bu yeni oyunun İstanbul’da geçmesi de cabası. Hem de 1500’lü yıllardaki İstanbul’a büyük derecede benzer bir İstanbul. Hal böyle olunca ister istemez bu oyun hakkında ne kadar yazsak yeterli olmuyor.

Tarihin ilk suikastçıları
Ancak burada sizinle AC: Revelations’ı tartışmayacağız. Oyunu sevdiniz ya da sevmediniz orası ayrı bir konu ama serinin kendisi büyük bir kitlenin hayranlığını topladığı kesin. İşte bundan dolayı bu sefer farklı bir şeyler yapalım dedik ve tarihle kurguyu birleştirerek Assassin’s Creed hikayesinin nereden çıktığı, hangi gerçeklere oturtulduğu ve neden bu kadar sarıcı olduğunu biraz eşeleyelim istedik.

Bir mezhebin doğuşu
Öncelikle artık herkes Assassin’s Creed’in, en azından fikir olarak doğuş noktasını biliyor. Dünyanın ilk suikastçılarının yetiştiği Haşhaşiler adlı bir örgütün üyeleri olan bu insanlar belki de dünyanın kaderini sonsuza dek değiştirecek işlere imza atmışlardır.

Tarihin en eski sayfalarından beridir adları geçen bu örgüt kısa zamanda güç kazanmış ve dünya politikasında önemli bir yere sahip olacak kadar büyük mevkilere gelmişti. Peki, ama Haşhaşi’lerin amaçları neydi? Ne uğruna savaşıyorlardı? Esas düşmanları kimdi? Ve en önemlisi nasıl bu kadar başarılı olabiliyorlardı?

Kısaca anlatmak gerekirse Haşhaşi’ler esasında Nizari İsmail’lerinin bir birliğiydiler. Özellikle Suriye ve İran bölgesinde hüküm süren bu güç 1092 ile 1265 yılları arasında var olmuştur. Elbette bu sadece resmi kayıtlarda yer alan bilgi. Batılılar onlar için  “ Tarihin İlk Teröristleri “ ve  “ Tarihin İlk Suikastçıları”  ifadelerini kullanmışlardır.  Bu ifadelerin dışında birçok isimle de anılmışlardır. Demin de bahsettiğimiz gibi Haşhaşiler Tarikatı’nın doğuşu İran’da başlar oradan Suriye ve Lübnan’a kadar uzar.

İşte ilk Assassin’s Creed oyununda bizlere eşlik eden Altaïr ibn-La'Ahad da bu örgüte ya da en azından bu örgütten esinlenerek ortaya çıkmış bir kurgusal örgüte bağlı bir savaşçıdır. Altair diğer fedailerin aksine biraz daha başına buyruk, daha asi ve daha hissiz bir kişiliğe sahiptir. Zaten oyunun en başında başarısızlığa uğradığı görevden sonra efendisi Al Mualim’e yaptığı açıklama da bunu göstermektedir.

Assassin’s Creed, Üçüncü Haçlı Seferi zamanında yani 1191 yılında geçer. Bu da oyunun Haşhaşiler’in kuruluşundan 100 sene sonrasında geçtiğini gösterir bizlere.