1/2

Unutulmayan Diyarlar #7

Mert Günhan 12.01.2013 - 03:29
Vampire:The Requiem II
“Uyandığımda bütün vücudum kaskatı kesilmişti, sanki bütün gece boyunca hatırlamadığım, görünmez bir dayak yemiş gibiydim. Bütün gün uyumuş olmalıydım, geceye uyanmıştım, bir geceden diğer geceye Charon gibi kayık üzerinde geçmiştim adeta, çok açtım. Yatağımdan doğruldum, soğuk İstanbul gecesine gözlerimi diktim, saatin kaç olduğunu bilmiyordum fakat geç olduğu aşikar idi. Açlığım kendini iyice belli ediyordu. Hani bazen o kadar aç olursunuz ki mideniz içeri girer gibi hissedersiniz, işte öyle bir hissiyattı benimki.

Hayır…değildi, midemi hissedemiyordum, hayalet bir sancıydı bu. Sanki iç organlarım yok gibiydi, taş kesilmişlerdi, çalışmıyorlardı, nefes alıp vermeye çalıştım, alışkanlıktan. Hava ciğerlerime gitmiyordu, ölmüş müydüm? Ölmüş olsaydım nasıl ayakta geziyor olabilirdim? Nasıl İstanbul’a bakıyordum, bedenimi nasıl taşıyordum?


Unutulmayan Diyarlar #7
Açlık beni mahfediyordu, tezgahın üzerinde bir parça ekmek buldum, ağzıma atmaya çalıştım, yiyemedim, aç olduğum şey ekmek değildi belki…et? Ette değil…garip bir şekilde tadını bilmediğim halde kan istiyordum, kokusunu alabiliyordum, birden bire kendimden geçmeye başladım, tuvaletten birisi çıktı, dün gece barda tanıştığım kız, elinde bir poşet vardı, buram buram koku bu poşetten geliyordu, sanki aylardır çölde mahsur kalmıştım da susuzluktan ölüyordum, bana poşeti gösterdi, gözlerimin içine baktı ve hiç unutmayacağım o cümleyi kurdu; “Artık korkmana gerek yok”

Cumartesi eğlenceniz Unutulmayan Diyarlar gene karşınızda, geçtiğimiz hafta Vampire: The Requiem demiştik, bu hafta devam ediyoruz. Klanları çok genel bir şekilde tanıtmıştım ve gene çok genel bir giriş yazısı yazmıştım, şimdi asıl mevzuya yavaş yavaş giriyoruz.

Unutulmayan Diyarlar #7
Her Vampir hikayesi ölüm ile başlar, o bilindik soğuk kavram, masum bir kurbanın boğazının kesilmesi ile, kanın akması ile. Tam bu noktada bir Vampir, kendi kanını seçtiği kişinin ağzına damlatır. İşte tam bu sırada, Requiem’in kitabında yazdığı gibi; “Karanlık bir mucize gerçekleşir.” Kurban bu noktadan sonra yaşam ve ölüm arasında asla nedenini bilemeyeceği bir döngüde kalır, bu döngü onu hem ölümlülerin hem lanetlilerin dünyasına ait kılar.