1/5

Ucuza oyun almanın yolları

Murat Halilbeyoğlu 16.10.2012 - 17:17
Cebinizdeki akrebi de düşünün biraz
Oyun dünyasının içinde olanların bir süredir aklında bir soru yer eder oldu: “Oyunculuk hala bir hobi mi, yoksa artık meslek mi?”

Şimdi bu soruyu anne babanıza, halanıza, amcanıza ya da dedenize sorsanız size garip garip bakarlar ve delirdiğinizi düşünürler. Her ne kadar eski neslin aklında oyun oynamak “boşa vakit geçirmek” için tasarlanmış bir eylem gibi gözükse de işin aslı öyle değil elbette. Nitekim onlara White Ra, Fatality, Lisa Foiles veya Felicia Day gibi şahısları tanıtıp o insanların bu işten kallavi paralar kazandığını gösterdiğinizde onların da aklında bir şüphe oluşacaktır. En azından mantıklı olan budur.

Oyun dünyasında bu tür bir sistem tutturmak –oyun oynayarak para kazanmak- elbette bütün oyun severlerin isteğidir. Bunun belli başlı sebepleri vardır. Her şeyden önemlisi dünyadaki en büyük dert olan “para kazanma” eylemini sevdiğiniz bir işle gerçekleştirmiş olmanın verdiği hazdır. Lakin belki bundan da önemli olan şey, bütün oyunları bedavaya oynuyor olmanızdır, ki bu yazımızın konusu da bu zaten: Oyunları daha ucuza nasıl bulabiliriz.

Başlamadan önce bu yazının belirli kalıpta yazılan bir rehber olmadığını daha çok makale tarzından neler yapabileceğinizi tavsiye eden bir yazı olduğunu hatırlatayım.

Ucuza oyun almanın yolları
Her şey bir kod bulutu ile başladı
Sene 90’ların başları. Beşiktaş’ta Kamer bilgisayar adında bir bilgisayarcı vardı. 90 sonrası kuşağın pek fazla tanımayacağı ancak öncesinin gayet iyi bildiği GameShow dergisinin çıkış yeri olan bu mekan biz Avrupa yakası oyuncularının da devamlı olarak uğrak yeri olurdu. Nitekim sadece derginin yeni-eski sayılarını değil, aynı zamanda orda tanıtılan oyunları da bulabileceğimiz bir yerdi orası.
12x’lik CD-ROM’lar ancak 1997’nin başlarında yaygınlaşacağı için o dönemlerde oyun bulmanın en rahat yolu disketlerdi. Zamanın oyunları genel olarak düşük boyutlarda olduğu için 3-5 disket ile işimizi halledip oyunumuzu oynardık. (Hoş Fatal Racing oyunu gibi 32 disket oyunlar da vardı ancak o ayrı bir mesele)

Elbette işlem bu kadar kolay olunca fiyat da gayet makul bir seviyede kalıyordu. Günümüzün 20 TL’si ile birkaç adet gayet güzel oyunlar alabiliyorduk. Tabii ki bunda zamanın ekonomik gücü, paranın değeri, döviz kurlarının önemi gibi teknik konuların da etkisi olsa da işler biraz lüks hale gelmeye başladığında fiyatların da bundan etkilenmesi gözden kaçırılacak bir unsur değil.

Bunun en önemli sebebi 90’lı yıllarda oyun sektörünün şu an ki gibi endüstri halini almamış olmasıydı. O zamanlarda oyunlar gerçekten birer hobi ve eğlence aracıydı. Ama bir gün işler değişti, bunula birlikte bütün kurallar alt üst oldu.

Aklınız var, onu kullanın
Ucuza oyun almanın en önemli yolu, çoğu şeyde olduğu gibi, planlı bir yapıya sahip olmaktır. Her şeyden önce ne istediğinizi ve bunlar için ne kadar feda edebileceğinizi bilmeniz çok önemli. Bunun haricinde iyi bir fizibilite araştırması yapmalı ve annelerin deyimi ile “İlk gördüğünüze atlamamalısınız”. Hani derler ya sabır erdemdir diye, işte ucuza oyun almanın sırrı da yine sabırdan geçer. Fakat ben bunu seçmeli tercih olarak düşünüyorum çünkü sabretmek cidden zor iştir ve herkesin yapmasına da gerek yoktur.

Günümüzde artık iki farklı satın alma yöntemi var; perakende ve dijital. Son zamanlarda dijitalin ne kadar öne çıktığını da düşünürsek perakende satışların sadece koleksiyon için yapıldığını ve bunun da TAM anlamıyla bir hobi olduğunu varsayarak bu tür satışlara bu yazıda çok fazla değinmeyeceğim bunu da not olarak belirteyim.

Ucuza oyun almanın yolları
Oyun satın almak dediğimizde aklımıza iki seçenek çıkıyor, konsol ve PC. Temel mantık aynı gibi gözükse de aslında birbirinden tamamen zıt olan bu iki seçenek elbette sizde bulunan platforma göre değişiyor.

Ucuza oyun almanın en önemli noktasından bir tanesi kullandığınız platformdan geçiyor. Bunun için elbette en güzel örnek PC’dir. Çünkü ucuza oyun almak için kullanılan en uygun platformun öncelikle kontrol altında bulunmaması, homojen yapıda olmaması ve açık kaynak bir sistem olması gerekir. İşte bütün bu özellikle PC’nin içerisinde vardır.

Herkesin sistemi donanımı bir şekilde birbirinden farklı olduğu için PC’ler kesinlikle tek bir kaynak tarafından kontrol edilemez. Bunun yanında kimisinin sistemi güçlü, kimisininki orta veya düşük olduğu için oyun üretiminde standart üretim kullanma şansınız olmaz. Herkes ihtiyacını kendi karşılayabildiği ve onu istediği gibi şekillendirebildiği için kapalı bir kutu olarak göremeyiz. İşte bu yüzden PC her zaman için ucuza oyun bulmanın en ideal yoludur. O yüzden gelin olaya PC’lerden başlayalım.