5 Bakarlar

Berk Iybar 3.06.2010 - 12:31
Ne demişler? Sular akar, deliler bakar...
Geleneksel Merlin toplantımızı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdik. Anlatıcı/yorumlayıcı Ant Köksal’ın Bilecikteki münasebetleri nedeniyle bu kez durumu ben devralıyorum. Evet yerimiz Taksim tramvay durağı dedik. Dosta düşmana selam olsun diye de ilave ettik.

Murat’la ben elimizde kolalar ve cipslerle karar verilen saatte durağa yöneldik. Ne görelim? Bizim Günay, son derece şık kıyafetleri ve bir o kadar da karizma jöle/saç kombinasyonu ve göz alıcı gömleğiyle orada “Sizden önce geldim, bir kere de vaktiyle gelin” edalarıyla bize bir bakış fırlattı.

Aaa tam da Eda demişken kaderin bir simple twist’i olarak ileriden numberone’cı gençliğin sesi, EDA-Seda@numberone.com.tr’ye ilk maili atan, Eda’ya mum ışığı altında yemek davet edip kız arkadaşıyla arası açılan ve bir o kadar da mülayim insan Ceyhun geldi. Ettik dört kişi.

Bir de buluşma öncesi Arda Rona bize muallakta kalan “Abi gelirim, gelmeye çalışırım, gelemezsem oradayım, orda olmazsam bilin ki sizinleyim” cümlesini sarfetmişti. Biz de Arda’nın yüzünü daha önce görmediğimiz için başladık Arda Arda diye dolanmaya.

Bilgisayar oyuncusu profiline uygun olarak, ortanca boylu, derin bakışlı, kirli sakallı, kalın bilekli (joystickten dolayı), Slyvester Stollone dudaklı (hani sol üst tarafı yukarı kalkık) birini arar olduk. Mesela ben gözüme kestirdiğim tiplere Arda, Arda diye başladım hitab etmeye.

Bu çabalarımız sonuç vermeyince tuttuk Berlitz Dil Merkezinin yollarını. Bize önce üzülerek bilgisayarla dolu bir odayı verdiler. Biz de sevinerek başladık çalışmaya. Siz çıkın kerevetine, kerevet, tevet, tevetoğlu, tarkan..şok pozlar...ahhh ne diyorum. Bu arada yol boyunca tramvaya parelel yürümüştük. Sonrası kıllandım, acaba Arda ve diğerleri tramvayın ikiye böldüğü yolun öbür kısmında mı diye.

Bizim bahadır müthiş bir röportaj sözü almıştı. Bu arada röportaj köşesinin ne kadar işlevli ve fonksyonlu (aynı anlama gelen kelime kullanmadan doğan anlatım bozukluğu 6 aydan başlar) olduğunu söylememe gerek yok. Neyse Bahadır için ses kayıt cihazı sözü verdim. Ablamın bir tane vardı. Hemen onu aldım, beta testleri bitirmeden getirdim. Biz konuşmaya başlayıp kayıtlara başladık. Tabi durum böyle olunca bir süre sonra strese girdik. Hani bir şey diyorsun kayıt oluyor, ya bunlar aleyhimize delil olarak kullanılırsa. Bu paranoyayı bıraktık ve başa sarıp aynı cihazdan (bu arada o gün bir çok nesneye “cihaz” diyerek literatüre girdim) kayıtları dinlemeye başladık.Tabi alet yapı itibariyle kayıt yapıyor ve bizler de walkman gibi streo 3d ses bekliyorduk. Olmaz tabi, neyse. Kendimi Fatih’in açıklamış olduğu Evil Dead filminde dağ evinde eski bantları dinleyip ölüleri hortlatan o tüyler ürpertici sahnede hissettim. Çünkü sesler o kadar iğrençti. Tam cihazı kurcalarken bizim cool Günay yanıbaşımızdaki kasetçaları işaeret etti. Aynı bandı orada dinlediğimizde sesler herkes için son derece kaliteliydi. Benim içinse hop berk, sesssss, deneme, toppppp, berk işe yaramaz, ehhe YİM de nedir falan gibi isyankar ve itaatten uzak cümlecikler duydum. Onlar beni olayın montajdan ibaret olduğuna dair beni ikna etmeye çalışırken içeri Melih girdi.

Melih de cool adamdı. Buluşma noktasına gelmeyip direk arenaya gelmişti. Helal olsun dedim. Melih’in sargılı parmağı biz dikkatli oyunculardan kaçmamıştı. Berk, baba sana yakışır yazılar yazmaktan parmağım aşındı dediyse de ilerleyen ses kayıtlarında “Ehhe Yim’i kekledim, basket oynuyordum bütün gün, parmağım orada uf oldu, yim’i de kafaladım.” İbaresinin yer aldığını (ibare kelimesi alakasız ama) gördüm. Konu üzerine açıklama yapan Melih de olayın bir komplo olduğunu bandın montaj olduğunu ileri sürdü.

Daha sonrası işin son derece profesyonel boyutlarına girdiği için gazeteci/anlatıcı etik ilkeler dolayısıyla onları sizinle paylaşamıyorum. Bu arada bu 5 savaşçı kendilerine yakışır bir şekilde o günü başarıyla tamamladılar. Batan güneşe doğru otobüslere binen bu gençler kavurucu bir rüzgarın kucağında bilinmeyen geleceğe cesurca yol aldılar. O yollar ki...neyse olayı destansı hale getirmenin gereği yok. Sonra toplantı bitti. Sorusu olan?
Yorumlar
MK Okuru
MK Okuru 28.03.2024 19:21
Kalan Karakter: 300 Gönder
5 Bakarlar
İlginizi Çekebilir