1/3

Resident Evil 3: Remake İnceleme

Samet Basri Taşlı 6.04.2020 - 15:26
Serinin en sevilen oyunlarından birinin yenilenmiş versiyonu olan Resident Evil 3: Remake inceleme köşemizin yeni konuğu oluyor.

Resident Evil 3: Remake İnceleme: Survival Horror türünün en önemli isimlerinden birisi olarak anılan Resident Evil serisi, dördüncü oyun ile birlikte farklı türlere doğru geçiş yapmış ve serinin eski hayranlarını üzmüştü. Yedinci oyun ile, korku ve gerilimi geri getirerek, eski hayranlarını da sevindiren Capcom, geçtiğimiz yıl yayınlanan Resident Evil 2 Remake ile “Sonunda köklerine geri dönüyor.” düşüncesinin yayılmasına sebep olmuştu. Resident Evil 2 Remake’in çıkışından bir yıl sonra, bu defa üçüncü oyunun yeniden yapımı ile birlikteyiz.

Resident Evil 3: Remake İnceleme

1999 yılında çıkan Resident Evil 3: Nemesis, ikinci oyundan yalnızca bir yıl sonra yayınlanmış ve Racoon City’nin geri kalanını da oyunculara açmış bir oyundu. Büyük kısmı polis karakolunda geçen ikinci oyunun aksine, karakterimiz ile gezebileceğimiz bir şehir ve bu şehri bize dar edecek bir düşman ile karşı karşıyaydık. Resident Evil 3 Remake, orjinal oyunun sunduklarını ne kadar başarılı bir şekilde yeni nesile getiriyor, beraber inceleyelim. 

Jill'in değişen tasarımına kısa bir süre sonra alışmaya başlıyorsunuz

Bu defa, ilk oyundan tanıdığımız S.T.A.R.S üyesi Jill Valentine’ın hikayesini tecrübe ediyoruz. Birinci oyunda gerçekleşen olayların ardından açığa alınan Valentine, şehirden ayrılmak için gün sayarken salgın ortaya çıkıyor. Şehirden kurtulmak için verdiğimiz mücadelede yalnız değiliz. Umbrella şirketinin taktik kuvvetlerinin bir üyesi olan Carlos Oliveira’da, sivilleri kurtarmak ve yukarıdan gelen emirleri yerine getirmek için bizimle birlikte savaşıyor.

Virüsün ele geçirdiği şehir halkı yetmezmiş gibi, yalnızca Jill’i hedef alan devasa bir yaratık da, şehirde başlayıp Umbrella laboratuvarlarına kadar giden maceramızda bize eşlik ediyor. Orjinal oyuna adını veren Nemesis, tek amacı Jill Valentine’ı avlamak olan bir ölüm makinesı. Kesinlikle durdurulamaz bir düşman olan Nemesis’i gördüğünüzde, elinizdeki tek seçenek kaçmak. En baştan belirtmem gerekiyor, ben oyunların yeniden yapılması olayını kesinlikle destekliyorum. Videoları yüksek çözünürlüğe çıkarıp, eskiden teknik kısıtlamalar yüzünden kabullendiğimiz hantal sistemlere dokunmadan yayınlanan remastered oyunları ise çok sevmiyorum. Resident Evil 3: Nemesis içeriği ile Remake sürümü arasındaki farkları karşılaştırırken, elimden geldiğince tarafsız olarak bakmaya çalışacağım.

Raccoon City sokakları oyunda uğrayacağınız ilk mekanlar arasında yer alıyor.

Hikaye oldukça ilginç bir başlangıç yapıyor. Birincil görüş açısından Jill’in apartmanında başladığımız oyun, Nemesis’in kendini tanıttığı sahnede üçüncü görüş açısına geçiyor. Şehir içinde koşuşturup, diğer karakterler ile tanışmaya başlarken, yavaş yavaş bu oyunun Resident Evil 3: Nemesis’den farklı olacağını anlıyorsunuz. Aslında RE3: Nemesis’in yeniden yapımını değil de, geçtiğimiz yıl çıkan Resident Evil 2 Remake için tekrar yorumlanmış bir devam oyununu oynuyoruz. Oyunun grafikleri kesinlikle harika gözüküyor. Karakterlerin detayları, düşmanların hasar aldığı zaman verdiği tepkiler ve üzerlerinde bıraktığınız izleri net bir şekilde görebiliyorsunuz. Sıktığınız mermilerin nereye isabet ettiğini görebiliyorsunuz ve düşmanlara verdiğiniz hasarlar sonucu kol ve bacaklar kopabiliyor. Peşinizde düşmanlar varken, özellikle yüksek zorluk seviyelerinde, fazla dikkat edemeyeceğiniz detaylar olsa da, ayrıntı seviyesi oldukça güzel.

RE Engine, Raccoon City’nin canlı ışıkları altındaki binalarını ve gayet ölü olan sakinlerini oldukça başarılı bir şekilde sunuyor. Etrafta gerçekleşen yıkımı görüyor, hala sağlam duran birkaç dükkanın ne kadar güzel gözüktüğünü takdir edebiliyorsunuz. En azından peşinizde Nemesis olmadığı zamanlarda.