1/4

American McGee's Scrapland

Erdem Maşlak 3.06.2010 - 12:31
Scrap'ım, Scrap'sın Scrap; Scrap'ız, Scrap'sınız, SCRAPLAND!!!
Platformlar PC
American McGee's Scrapland
Merlin Puanı 83
Artılar Tadından yenmez grafikler, inanılmaz bir American McGee işçiliği, açık uçlu ve anlaşılabilir senaryo, sınırsız özgürlük, komiklikler, hoş yan karakterler, seslendirmeler.
Eksiler Canlarınız bitip de yakalandığınızda her seferinde hapishaneden başlamak sıkıcı. Grafikler uzun süre sonra yorucu olabiliyor. Gizlenmeyi gerektiren bölümler fazla başarılı değil.

Word’ü açtım, bir süredir bakışıyoruz karşılıklı. Sağ alt tarafta da Office’in o hepimizin bildiği “Ataş” simgesi duruyor. Abidik gubidik şekillere girip kimi zaman göz kırpıyor, kimi zaman da ekrana tıklıyor. Bense yazıya yazmaya nasıl başlasam diye düşünüyorum. Kolay değil tabii ki. Hepiniz kim bilir ne kadar süredir Half-Life 2’yi, PES4’ü, GTA:SA’yı beklerken, ben American McGee’nin son oyunu ha çıktı ha çıkacak diye aylar öncesinden gün sayıyordum. Ve işte şimdi o ızdırap dolu bekleyiş sona erdi, Scrapland artık elimde, bilgisayarıma yükledim üstelik; hatta utanmadan oynadım bile. Ama yazıya başlamak için en ufak bir sözcük bile gelmiyor aklıma. Bu üstte yazılanların hepsini yazmayı düşünmüyordum elbette Word’ü ilk açtığım anda. Aslında “HEYOO!!! Scrapland çıktı!! Gün bugündür!!!” diye bir başlangıç da hiç fena olmazdı. Zira American McGee’yi bilen bilir, imzasını attığı oyunlar kesinlikle milat olmuştur ve oynayanının aklını başından almıştır. En son Alice ile gündemdeydi kendileri, yanlış hatırlamıyorsam üç sene evvel. Ne muhteşem bir oyundu American McGee’s Alice. Beyaz tavşanından gülen kedisine kadar, oradan da senaryodaki enteresan başlangıcından oyuna girişine ve gelişmelerin akışına değin her şeyi o kadar tatlıydı ki; şöyle geriye dönüp baktığımda gerçekten de zevk alarak oynadığım yapımlar arasında hatırı sayılır bir yere koymak “zorunluluğunu” hissettiğim belki de üç-beş oyun arasındadır. Onların arasındakilerden bir diğeri de Scrapland olabilir mi? Neden olmasın?

Tamam Office, sağ alttan tıklamana gerek yok artık! Yoksa sen de mi o Scrap’lardan biri misin? Aklımda leğenler dolusu şey var Scrapland’a dair. Ve American McGee! Teşekkürler.

Bunları biliyor muydunuz?: D-Tritus’un ensesinde sallanan şey onun saçı!

“Keşke American McGee daha çok oyun yapsa” demeyeniniz var mı? Eğer yoksa, bundan sonra olmalı. Çünkü onun engin deneyimleri ve fikirlerinden şu tek düze piyasa nasibini almalı. Üstelik teknolojinin böylesi gelişkin olduğu bir çağda onsuz bir zaman dilimi, yapılanların kalitesini anlamamız açısından fazlasıyla yetersiz kalacaktır. Görmezden gelmenin imkansız olduğu gibi şu anda sistemlerimizde yüklü olan oyunlar işlemcilerimizi kaynatıyor, hard disklerin ömrünü sömürüyor, ekran kartlarını doğduklarına pişman ediyor. Sorarım size! Sizce bütün bunlar, yani deyim yerindeyse bilgisayarı “kastırmaktan” başka bir işe yaramayan şeyler, o oyunun gerçekten de iyi gibi görünmesini sağlayan yegane özelliklerden biri midir? Ben Serious Sam’den sonra vücudumda adrenalin seviyesini böylesi yükselten, Sanitarium’daki kadar duygularıma dokunan ve Boulder Dash kadar eğlendiren başka bir oyun hatırlamam. Şimdi yüklesem hepsinde aynı heyecanı duyacağıma kalıbımı basarım(kalıplıyımdır). Burada eski oyunların daha güzel olduğuna dair bir geyik yapacak değilim. Majesteleri McGee’nin son oyununu ele alalım örneğin. Scrapland o kadar da teknik olarak üstün bir oyun değil. Kabul, kaliteli grafikler var, sesler gayet temiz ve sağlam, oynanabilirlik de olması gerektiği kadar yerinde. Ama bilgisayarı o kadar da çok yormuyor. Yani; makul bir sisteme sahipseniz, kendinden zevk alacak düzeyde çalıştırmanız mümkün. Oyunun atmosferinde bir sonsuzluk var üstelik, çizgiselliğinden yakındığınız bir çok kaliteli yapımın aksine. Her an yepyeni detaylar sizi bekliyor. Düşünün bir kere. Kimin aklına gelirdi sadece robotların bulunduğu bir evren yaratmak, onlara insansı ve fablımsı duyular aşılamak, her birine onlarca eğlenceli ve komik özellik eklemek, ve hepsini birbirine insanların yadırgama ihtimallerini de hesaba katarak böylesi cesurca işlemek? Bu bir dehadır. Ve ben onsuz, yani McGee’siz bir oyun piyasasını, devesiz hörgüce benzetiyorum(?).

Her neyse. Fuzuli laf kalabalığını yine tadında bırakıp Scrapland’a kesin dönüş yapalım. Az önce de bahsettiğim gibi oyunda robotların saltanatı var. Yapımın ismini dilimize “Döküntü Diyarı” diye çevirsek yanlış olmaz herhalde. Oyunun dünyasında her tarafta bir “döküntü” yığını kendine bir yaşam ünitesi elde etmiş, insanmışçasına yaşayıp gidiyor. Kontrolümüz altındaki döküntü ise D-Tritus adında bir robot. Robotumuz bir gün(klişe masal girişi) uzay motorunun üzerine atlar ve evrende dolaşıp yeni yerler ve yaşam formları keşfetmek için yola çıkar. Dış uzayda ilerlerken karşısına Scrapland adında bir asteroit çıkar. Burada da Chimera adındaki bir şehre gözü takılır. Buraya inen D-Tritus öncelikle kendi refahını sağlamak için çalışacak bir iş aramaya koyulur. En sonunda uygun bir iş bulur ve oranın yerel bir gazetesi için fotoğrafçı olarak işe girer.