Yıllar geçtikçe anime ve manga kültürünün de ne kadar değiştiğini fark ediyorum. 80'lerdeki ve 90'lardaki anime kültürü ile günümüzün animeleri ne kadar da farklı. Çizimler, hikaye veya karakterler...
"Bizim zamanımızda" tabirini kullanmayı hiç sevmem ancak işte birazdan yazacaklarımı tam onikiden vuracak türden bir cümle. İlk animelere ve mangalara kendimi kaptırdığım zamanlar, özellikle animelerin elle çiziliyor olduğunu bilmek beni bayağı şaşırtmıştı. Tabii ki şaşırtır, insan film gibi izliyor bu tarz şeyleri. Şimdiki animeleri, teknolojiye de bağlı olarak bilgisayarlarda çatır çatır düzenliyorlar. Doğal olarak eski tadı bir türlü alamıyoruz ancak bu kesinlikle bir eksi değil. Kalitesiz bir anime yoktur, yetersiz anime vardır. Neyse biz konumuzdan sapmadan, haftanın konuğunu çağıralım; Cencoroll.
2009 yapımı olan animemizin mangası yok ve oldukça da eğlenceli. Bilim kurgu türünde olmasının yanında Atsuya Uki tarafından yönetildi.
Cencoroll, Cenco adında bir yaratığın hikayesini izleyiciye sunuyor. Bir gün, sıradan bir şehirdeki binalardan birinde dev bir canavar ortaya çıkar. Bu canavar savunma birliklerini harekete geçirir ve doğal olarak şehir sakinleri de panik yapmaya başlar. Bu sırada meraklı ve bir o kadar da cesur olan karakterlerimizden bir diğeri de Yuki, ilginç bir sırra sahiptir. Arkadaşı Tetsu, Cenco adındaki garip yaratığı beslemeye başlamıştır. Yuki ise bu sırada, yaratığın cazibesine kapılmış ve bir yandan da Shuu adlı gizemli bir çocuk, aynı anda şehirde belirmiştir. Daha da ilginci ise Shuu, şehri tehdit eden canavarı kontrol edebilmektedir.
