“Zayıfların gözünde herkes güçlü gözükür ama ben gerçekten güçlüyüm.” - Shinku
Çocukluğumuzda sayısız oyuncağın hayalini kurardık. Kamyon, tır, meşhur lahana bebekler, Barbie oyuncakları ve daha sayamayacağım kadar çok renkli hayaller...
İnsan düşünmeden edemiyor, şimdiki çocuklar ne kadar şanslı. Kırık oyuncaklardan bile tatmin olup, onlarla eğlenmesini bilen bizler; yerimizi gelişmiş teknolojiye bırakmışız. Bu sözlerim sizi korkutmasın veya kızdırmasın, hazırda var olan kocaman uzay gemileri ve canlanacakmış gibi görünen oyuncak bebekler, gerçekten insanı hayran bırakabilecek derecede gelişmiş. Tabii Katil Bebek Chucky sağolsun, çocukluğumun en korkunç anılarına sahibim ancak olsun, hatırladıkça insan gülüp geçiyor.
Gelelim oyuncak bebek ve anime/manga arasındaki ilişkiye. Şu korkunç bebek Chucky'yi bir kenara bırakıp, dövüşebilen ve yaratıcıları için hayatlarını hiçe sayabilen başka oyuncaklara dönelim. Hikayemizin adı; Rozen Maiden.
Rozen Maiden'in mangası 2002 yılında görüldü ve 2014 yılına kadar devam etti. Biraz drama, biraz komedi ve üzerine eklenen macera türleriyle kendisini bir şekilde gösteren bir manga oldu ancak animesi bu konuda biraz daha geri planda kaldı.
Rozen Maiden, bizleri Jun isimli genç bir çocukla tanıştırıyor. Kendisi okulda yaşadığı bir tramva yüzünden odasına kapanmıştır. Anne ve babası iş nedeniyle sürekli yurtdışındadır ve ablası Nori ile tek başlarına yaşamaktadırlar. Nori, kardeşi Jun'a aynı anda anne ve babalık yapmak zorundadır. Jun'un düzelmesi için çok çabalamakta ancak karşılık alamamaktadır. Jun'un uzun süredir yaptığı tek şey; reklamlarda gördüğü tılsımlı olan eşyaları önce postayla satın alıp, bir süre oynadıktan sonra geri gönderip, parasını iade alarak eğlenmek.
