1/3

BAKIŞ AŞISI #2

Emin Çıtak 11.07.2014 - 18:48
Kaçmak ya da kaçmamak... İşte bütün mesele bu!
Kaçmak… Hayat, kaçışlarımızın toplamından başka bir şey değildir. Her zaman kaçacak bir durum vardır ve ilk aklımıza geleni yaparız. Yapılacak tonlarca çözümü es geçeriz. İşten kaçarız, aileden kaçarız, toplumdan kaçarız, ölümden kaçarız…

Aslında kaçtığımızı sanırız sadece. Biz kaçtıkça, tıpkı çember çizer gibi döner dolaşır aynı yerde dururuz. Biz dururuz ama giderken bıraktığımız tüm sorunlar daha artmış bir şekilde oldukları yerde beklerler.

Sonra… Biz yine kaçarız. Sorunlar büyür.

BAKIŞ AŞISI #2
Peki, her zaman yüzleşmekten çekindiğimiz için mi kaçarız? Kaçış daha önemli bir amaca hizmet ediyorsa, kaçmak iyi midir? Ya olduğunuz dünyadan başka bir yerde yaşamak istediğiniz için kaçtıysanız?

Başka bir dünyada yaşamayı istemek ne kadar acı bir fikir aslında. Hani bu kadar berbat mı insanoğlu? Kaçmayı böylesine kutsal hale getiren insanoğlu, kaçışı engelleme yetisine de sahip değil mi?

Cevapları ben veremem, çünkü ben hep kaçtım! Hem, biliyor musunuz, kaçmak harikaydı. Sorunlar oldukları yerde duruyorlardı ama benim zerre umurumda değildi. Yeni yerler görmek, faklı hisleri yaşamak, başka ruhların bedenlerinde vücut bulmak inanılmaz bir duyguydu.
***
Benim son yolculuklarımdan birisi bundan üç yıl önceydi. Bilet fiyatları çok ucuzdu ve orayı görme fırsatı kaçırmak aptallık olurdu. Biletimi tam iki ay önceden aldım ve zamanın gelmesini bekledim. Kimseye veda etmedim, hiçbir hazırlık yapmadım. Hem hazırlık yapsam ne fayda edecekti ki? Bilinmeyene yolculuk için merak yeterliydi. Yolda bulurdum ihtiyacım olanları.

Keşke hazırlık yapsaydım, çünkü yolculuk koşulları beklediğimden biraz farklıydı. Hele düştüğüm durum… O en beteriydi. Bir daha kaçmak yok dedirtecek kadar kötüydü. Beni o acımasız topraklara dımdızlak halde atıvermişlerdi.

Aslında sorun değildi. Dedim ya bulunurdu elbet bir yolu, ama idam mahkûmu olmak? Ne yaptığımı bile bilmediğim halde ölüme mahkûm edilmek. Kaçmak her zaman iyi değildi işte, hepimiz döngünün içinde sona yaklaşıyorduk ve yaptıklarımız diğer evrenlere de yansıyordu.

Karşımdaki asker bana kim olduğumu sorduğunda o kadar korkmuştum ki cevap veremedim. Sanki versem çok fark edecekti? Daha önce adını bile duymadığım kişilerle bir tutulmuştum, isyancıydım. Evet, işte benim yeni kimliğim, yeni yaşantım buydu. Hatta bunların bilet fiyatına dâhil olduğunu bilsem Antalya’ya tatile giderdim.

BAKIŞ AŞISI #2


Ölümden kaçarken insanoğlu, her zaman ölümü bulur. Onunla yaşamayı öğrenemezseniz hazır da olamazsınız. Onu kabullenenler en erdemli insanlardır.


Boynum taş bloğun üzerindeyken ilk kez ölüme saygı duymuştum. O kadar yakındı ki. Gözlerimi kapattığım an, bir daha açamayacağımı bilmek, ölümün üstünlüğünü kabul etmek…

İşte tam da böyle anlarla ölüm bize kıyak yapar. Onu kabul ettiğiniz, onunla yaşamayı öğrendiğiniz anda artık kaçmanıza gerek kalmaz. Benim kıyağım ölümden beterdi ama en azından gözlerimi açabilmiştim.