1/2

Bir hakem gözü ile WCG

Anıl İşal 3.06.2010 - 12:31
Tişörtüm ve Hakem kartım olmadan asla!
2002 yılından bu yana ülkemizde her yıl düzenlenen World Cyber Games turnuvasına bu yıl Taksim’deki Elite otel ev sahipliği yaptı. 7,8,9 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen turnuvada, Türkiye’yi Singapur’da temsil edecek olan Milli takımımız belirlendi. Merlin’in Kazanı ekibinin bir üyesi olarak turnuvada yer alan ben, aynı zamanda hakemlikte yapmaktaydım. Bunun için bu yıl ki WCG’yi biraz traji-komikte olsa bir hakem gözü ile anlatmak istedim.

Turnuvadan 1 gün önce hazır ol!

Turnuvadan bir gün önce görev alacağım yeri görmek için Elite otele doğru yola çıktım(yol dediysem bizim evden 30 dk.) Otele geldikten sonra Teknoloji TV’den Serhat Bekdemir ile konuştuk, görüştük sonra o bizi oynasana.com yöneticilerinden Touch&Go’ya yönlendirdi. Biraz bilgi aldıktan sonra hemen işe koyulduk. Otelden ayrılmadan önce Turnuva Kordinatörü Özberk Ölçer bize; FIFA, Warcraft III ve Counter Strike: Source kuralları hakkında bilgi verdi. FIFA ve Warcraft III’ü çok iyi anlamıştım ancak CS: Source baya karışık gelmişti bana. Eve dönerken yarın CS hakemliği almayayım diye dua ettim, hatta yolum Eyüp üzerinde olduğu için arabadan inip biraz daha dua edeyim demeye varmadı çünkü ne kadar abartmış olduğumun farkına vardım.

İlk gün her zaman yorucudur

Cuma sabahı erkenden kalkıp turnuvanın yapılacağı yere gittim. (diğer iki arkadaşımla buluştuktan sonra tabii) Görevli hakemler bir odaya toplandı ve kapılar kapatıldı. Bir yandan tüm dünya ile bağlantımızın kesildiğini düşünürken, bir yandan da bir aksiyon halinde odadan nasıl kaçarım diye plan yapıyordum. Tabii ki öyle saçma sapan bir şey olmadı, Özberk Ölçer görev dağılımını yaptı. Korktuğum başıma gelmedi ve Warcraft III ile FIFA oyunlarında görev alacağımız söylendi. Böylece oyunların oynanılacağı alana geçtik ancak hakemlikte yeni olduğumuzdan, yanımıza tecrübeli bir hakem verildi. Adının açıklanmasını ve görüntülerinin çekilmesini istemeyen “Zuzu” kod adlı saygı değer hakem ağabeyimiz bize çok yardım etti(ona da buradan saygı ve sevgilerimi yolluyorum). Artık maçların başlama saati gelmişti kuralları vs. bir kez daha gözden geçirdikten sonra çekişmeli geçmesini beklediğim ve öyle de olan Warcraft maçlarına başladı… ve bitti. Akşama doğru ilk günün maçları tamamlanmak üzere iken(tabii ben bu arada aylak aylak dolaşıyorum bizim maçlar bitti diye) bir odadan bağırış çağırış ve akabinde kahkaha sesleri yükselmeye başladı. Bir hışımla odaya daldım ve ne göreyim! LEVEL ve CHIP dergisi yazarları Cs: Source maçı yapıyorlar onlara belli etmeden(öyle sanıyorum!) boş bir masaya geçtim ve oyunlarına dahil oldum… olmasaydım,pişman oldum. Herhalde oyunu oynayanlardan 30 dk. boyunca kimseyi vuramayıp sürekli ölen tek kişi bendim(düşünün o kadar dehşet oynuyorlar). Sonra zaten eve dönme zamanın geldiğini anlayıp, utancımdan onlara selam bile vermeden sessizce oradan ayrıldım.