1/3

Brothers in Arms

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Yine 2. Dünya Savaşı, ama bu sefer farklı...

Ne zaman 2. Dünya Savaşı’nı ele alan bir oyun oynasam, aklıma hep aynı şey gelir. “Eğer 2. Dünya Savaşı yaşanmasaydı, bu yapımcılar ne yapacaktı?” Gerçekten de, şimdiye kadar bu konuyu işleyen sayısız oyun oynadık. Elbette “Call of Duty” gibi başarılı yapımlara “hayır” diyemeyiz ama çoğunlukla geliştirilen başarısız oyunlardan dolayı az da olsa İkinci Dünya Savaşı konulu oyunlara karşı bıkkınlık hissetmeye başladık. Yapımcılar ise bıkmadan usanmadan bu tür oyunlar geliştirmekte ısrar ediyorlar. Brothers in Arms ise, vaat ettiği özelliklerle suyu çıkan WW2 temasını bize tekrar sevdirmek için geliyor.

Yapımcılığını başarılı bir firma olan Gearbox’ın üstlendiği Brothers In Arms’ın, uzunca bir süredir yapılmasına rağmen birkaç hafta önce 2005’in başlarına ertelendiği duyurulmuştu. Erteleme için herhangi bir sebep belirtmeyen Georbox, oyunun hatasız yapmak için çok çalıştığını belirtiyor. Sadece PC için değil, diğer oyun platformlar için de geliştiriliyor.

Gözlerinde korkuya yer olmayan; 13 dev adam

…hava eksilerde bir derece. Çevreye fırtına öncesi sessizlik hakim. Bir de uçtuğumuzu hesaba katarsak donmamız işten bile değil. O kadar çok korkmuşum ki ayaklarımın soğuktan uyuştuğunu hissetmemişim. Umursamamış gibi yapıp kafamı kaldırdım, ortalıktaki tek ses pervanenin acımasızca rüzgarı delişiydi. Korkudan ve soğuktan etkilenmiş bir sürü yüz bana bakıyordu. Her şey bir yana, yapacağımız atlayışa konsantre olmaya çalışıyorduk. Aslına konsantre olmanın çok fazla önemi yok. Çünkü iyi ya da kötü bir şekilde atlayacağız ve yere ayak basanlar ile basmayanlar olarak iki gruba ayrılacağız. Bu gruptan hangisinin daha şanslı olduğunu bende hala bilmiyorum. Zaman gelip çatıyor. Etrafıma son bir kez bakıyorum, bazıları korkudan ne yapacağını şaşırmış; ağlıyorlar. Onları görmemiş gibi yapıp sıraya giriyorum ve atlayışımı yapıyorum. Gözlerimi kapatıp kendimi boşluğa bırakıyorum. Kulağıma bağırışlar, çığlıklar, silah sesleri geliyor. En sonunda ayaklarım yere değiyor ve gözlerimi açtığımda etrafımda benim gibi 13 adam görüyorum; birbirinin kaderini yazan 13 adam...