Bülent... Galatasaray’ın emektar kaptanı. Bunca yıldır onu sadece yeşil
sahalardaki başarıları ile tanıdık. Kimi zaman defansta yarattığı harikalar ile
kimi zaman ise attığı ilginç goller ile kendinden bahsettirmesini bildi. Pek
çoğumuzun, onun diğer yönleri ile ilgili fazla bilgisi olmadı. Başka yönü yok
muydu? Olmaz mı? Tabi ki var. Özellikle bizim yakından ilgilendiğimiz bir yönü,
oyunlar ile...
Kendisi ile uzun süreden beri bu röportajı yapmayı istiyordum. Ama koşullar beni
biraz beklemeye yönlendirdi. Neyse kısmet bu zamana imiş. Aslında röportajdan çok
sohbet havasında geçen bu konuşmayı aktarmak için sabırsızlanıyorum. Amacım
bilgisayar oyunlarından ziyade futbol oyunları hakkında görüşlerini almaktı.
Fakat sohbetimiz öyle bir hal aldı ki konuyu farklı boyutlara taşıdık. İşte o
sırada konuştuklarımız:
Bülent fulbolcu olduğu için kafadan konuya girip “Yahu şu PES hakkında ne
düşünüyorsun, sencede Fifa serisinin sonunu hazırlayacak mı?” diyorum. Bülent o
anda gülmeye başladı. “Neden gülüyorsun?” diye sorduğumda çok ilginç bir cevap
verdi;
- Evet, bilgisayar oyunlarına karşı az çok bir ilgim var. Ama futbol oyunlarına
karşı özel bir ilgim yok. “Hatta hangi futbol oyunu?” diye sorarsan sana hiç
cevap veremem. Zaten futbolu yeterli yoğunlukta yaşıyoruz. Bu sebeple biraz daha
farklı tarzlara da yöneldim sanırım.
Aklıma bu anda hemen şu soru geldi: “Peki birçok oyunda adın geçiyor. Bunları
merakta etmedin mi?”. Verdiği cevap daha çok ilgimi çekti.
- Aslında kamplarda arkadaşlar mutlaka PS2’nin başına geçip futbol oyunlarına
dalıyorlar. O zamanlarda adımı çok duydum. Bu gurur verici bir durum tabi. Ama
bunun için özel olarak bir çabam olmadı.
Eh hiç olmazsa bir şekilde duymuş. Acaba o durumda biz olsa idik neler
hissederdik. Beklemeden soruyorum: “Adını oyun içinde duyduğunda neler
hissettin?”
- Dediğim gibi, bunu kendim oynayarak görmüş değilim. Fakat kamplarda
arkadaşlarım oynuyordu. İlk duyduğumda o kadar ilginç gelmemişti. Zira yabancı
bir tv kanalında anlatılan maç yorumundan çok farklı gelmedi bana. Daha sonra
onun bir oyun olduğunu görüpte içinde gerçek olarak bulunmadığım bir maçta
oynadığımı düşünmek biraz kafa karıştırıcı olmadı değil. Aslında duyguları bu
noktada tam olarak anlatmak çok zor. İnsan bir yandan da gurur duyuyor. Bundan
10-15 yıl kadar önce adımızın böyle bir oyunda olacağını düşünmek bile çok imkân
dahilinde değildi. Takımımızın adı geçse bile mutlu olurduk. Futbolumuzun
geldiği noktanın bunları da beraberinde getiriyor olması güzel. Zira bazı futbol
oyunlarında, mesela İran’ın oyuncuları “Number 10, number 12” gibi geçiyor.
Herhalde oyunda kendi adımın yerine rakamı duysam hiç hoşlanmazdım.