1/2

Close Combat: First to Fight

Aykut Göker 3.06.2010 - 12:31
Taktiksel FPS dalındaki Close Combat, er meydanına çıktı!
Platformlar PC
Close Combat: First to Fight
Merlin Puanı 68
40 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%62
Artılar Kaliteli grafikler, güzel hazırlanmış atmosfer.
Eksiler Grafiklerdeki bazı hatalar, yapay zekadaki sorunlar ve oyuna pek bir etkisi olmayan ekip elemanları...
Swat 1 ve 2’nin strateji türünde boy göstermesine karşın, yapımcılar serinin 3. oyunundan itibaren yapımı FPS olarak geliştirdiler. Bu oldukça köklü değişikliğin ardından, Swat serisi korkulanın aksine, daha çok kişi tarafından oynandı ve beğenildi. Tabii beğenilmesinin en başta gelen nedeni de, taktiksel FPS türünde çok fazla oyun olmamasıydı. Böylelikle başarılı grafik ve seslerin yanına, kaliteli oynanış ve iyi sayılabilecek bir yapay zeka ile Swat, oyuncuların gönlünde taht kurmayı başardı.

Tıpkı Swat gibi Close Combat’ta, çok eskilerden strateji türünde karşımıza çıkmıştı. Dönemine göre başarılı olan oyunu, yapımcılar yine Swat gibi taktiksel FPS’ye çevirmeye karar verdiler. Bu değişimin sonucunda Close Combat: First to Fight piyasaya çıktı!

Bu sefer Orta Doğu’dayız!

Öncelikle oyunun yapım aşamasından bahsedelim. Close Combat: First to Fight için Irak ve Afganistan operasyonlarına katılmış birimlerden yardım alınmış. Yapımcılar, çok gerçekçi olmasını istedikleri oyun için, edindikleri bilgileri oyuna aktarmışlar. Böylelikle biz oyunculara, monitörün başında çok şiddetli ve gerçekçi savaş sahneleri yaşatmayı amaçlamışlar. Peki bunu ne kadar başarabildiler?

Close Combat: First to Fight’ın açılışında, başarılı bir video karşılıyor bizleri. Hatta adeta havaya giriyorsunuz. Sonrasında profilimizi ayarlıyoruz ve kendimize bir surat seçiyoruz. Ayarlarımızı yaptıktan sonra ilk görevimize başlamak üzere, Single Player’a tıklıyoruz. Öncelikle karşımıza oynanış videosu geliyor. Dikkatle izlemenizi tavsiye ediyorum çünkü kullanacağımız araç gereçleri veya yanımızdakilere nasıl emir vereceğimizi, buradan öğrenebiliriz.

Uzun sayılmayacak bir yükleme süresinden sonra Orta Doğu topraklarına adım atıyoruz. İlk gözümüze çarpan, videoda da izlediğimiz gibi yanımızda 3 adet asker olması. Komutası bizim elimizde olan bu birimleri, tıpkı Swat’ta olduğu gibi kontrol ediyoruz. Genel olarak Swat’taki kadar çok emir seçeneğimiz yok. Belli bir yeri korumalarını, bizi takip etmelerini, yerlerinde kalmalarını, sabit silahı kullanmalarını, kapıyı açmalarını vb... isteyebiliyoruz. Tabii bu gibi durumlar, başarılı yapay zeka gerektirir. Close Combat bunu bir ölçüde sağlamış görünüyor. En azından verdiğiniz talimatlar yerine getiriliyor fakat düşmanların yapay zekası konusunda azımsanmayacak sorunlar var. Bir kere saklanmaktan aciz olduklarını belirtmek istiyorum. Nerede dururlarsa dursunlar bir şekilde kendilerini gösteriyorlar. Bu bazen arkasında durdukları duvarın yanından oluyor, bazende kutunun üzerinden şapkaları gözüküyor...

Oyundaki hatalar sırf bu kadar da değil maalesef. İlk bölümlerde bir binaya girmiştim. İçerideki kapıyı açmak üzere, kapının önüne geldim. Bir yandan da yanımda ki 3 elemanı konumlandırmak için uğraşıyordum. Tam yanıma geldikleri sırada açtım kapıyı. O da ne! Tam karşımda bir düşman! Vurulmak üzere olduğumu düşündüğüm sırada, düşman arkasını dönüp kaçmaya başladı. Olayın şaşkınlığıyla ateş etmekte geçiktiğimi farkındaydım fakat yanımdakilerin neden ateş etmediğine bir anlam veremiyordum. Yüzümü çevirip baktığımda, ekip arkadaşlarımın en kör noktada mevziilendiklerini gördüm. Olur böyle şeyler diyerek, tekrar yüzümü az önce kaçan düşmana doğru çevirdim. Karşımdaki manzara ilginç olduğu kadar gülünçtü de. Bir kaç metre önümde durmuş ateş etmeyen bir düşmanla karşılaştığımı anladığımda, onu çoktan vurmuştum. İçeriye doğru bir kaç adım attıktan sonra şöyle bir çevreye göz gezdirdim. Az önce bahsettiğim gizlenememe nedeninden dolayı eli silahlı birçok düşman askeri gördüm. Tabii aralarında gizlenmeyip, ortalarda dolaşanlarda vardı. Onlar bile durumdan bir haber şekilde salınıyorlardı, çatışma alanında. Oraya bir düşman mı gelmiş; hiç umurlarında değil sanki! İyiden iyiye girip, aralarına katliam yaptım. O anda dikkatimi çeken bir başka öğe de, ekip arkadaşlarımın yardımı olmaksızın, bir çok düşmanı etkisiz hale getirebileceğimdi. Madem bu şekilde de ilerleyebiliyordum, peki o zaman neden bu oyunun türü taktiksel FPS’ydi?