1/2

Close Combat: First To Fight

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Eskilerin RTS'si, yenilerin FPS'si...

Close Combat, 90’lı yılların sevilen strateji serilerinden birisiydi. Çeşitli oyunları yapıldı ve her birinde, 2. Dünya Savaşı farklı bölümleriyle bizlere sunuldu. RTS türündeydi, görevlerde başarı sağlayabilmek için değişik stratejiler geliştirmemiz gerekiyordu. Sonunda teknoloji girdabı, Close Combat’ı içine aldı ve evrim geçirmesini sağladı. Close Combat: First To Fight, değişimin ilk meyvesi ve taktiksel bir FPS olarak karşımıza çıkacak.

Serinin geçmişinde olduğu gibi Close Combat: First To Fight da 2. Dünya Savaşı’nı sıcağı sıcağına yaşatmaya çalışacak. Genel olarak, Orta Doğu’da geçecek, gerçekçilik konusuna ise çok önem veriliyor. Yapımın gerçekleşme sürecinde, Irak ve Afganistan operasyonlarına katılmış olan asker ve kıdemli kişilerden yardımlar alınıyor. Şöyle bir durum da var, First To Fight, iki şekilde hazırlanıyor; ilki biz oyuncular tarafından bilgisayarlarımızda oynanmak üzere geliştiriliyor. Diğerini ise U.S. Marine’ler, çalışma ve askeri tatbikat amaçlı olarak kullanacaklar. Bu da gerçekçi bir yapım olması gerektiğinin bir kanıtı şeklinde karşımızda duruyor. 

First To Fight’da, bizimle beraber 3 yandaşımız ile görevlere katılıyor ve başarılı olmaya çalışıyoruz. Yanımıza aldığımız her bir adamımızın kendine has özellikleri ve bölümler içinde üstlendikleri görevler bulunuyor. Biz grubun liderliğini üstlenirken, bir yanımızda keskin nişancımız, diğer yanımızda ağır makineli kullanan askerimiz geliyor. Arkamızı ise, ani pusulara karşı koymak üzere başka bir yandaşımız koruyor. Bu düzen içerisinde çeşitli stratejiler belirleyebiliyoruz. Görevler esnasında verilebilecek tüm emirleri kendilerine verebileceğiz. Saldırma, geri çekilme, siper alma, kontrol etme, eşlik etme, bomba atma, eğilme gibi daha birçok emiri savaş sırasında kullanabiliyoruz. Bunu yapmak için kullanışlı bir menü hazırlanıyor.

Oyunun gerçekçi olması gerektiğinden bahsetmiştik. Bu konudaki en önemli görevi, hiç kuşku yok ki yapay zeka üstlenecek. Yapay zeka, ne kadar mantıklı ve doğru bir biçimde geliştirilirse, gerçekçilik o kadar ön plana çıkmış olur. First To Fight, bu konuda aklımızda soru işaretleri kalmasını engelleyecek nitelikte geliştiriliyor. Yandaşlarımızın herşeyden önce benimsedikleri ilk olay, bizi korumak. Bunun için çeşitli dizilimler uygulayacak, etrafı kontrol edip buna göre hareket edecekler. Emirlere doğru tepkiler verip, doğru bir biçimde yerine getirmeye çalışacaklar. Düşmanlar da bizi uğraştıracak cinsten olacak. Savaşırken manevralar kullanabilecek, siper alıp ateş edecekler. Zor durumda kaldıkları zaman arkadaşlarını çağırabilecek, hiç beklemediğimiz bir anda arkamızda pusu kurabilecekler. Destek birim çağırma olayı bizim için de geçerli. Bazen savaş, içinden çıkılmaz bir hale gelecek, sıkıştığımız zaman destek birimler çağırıp, buna göre hareket etmemiz mümkün olacak.