Cryostasis: The Sleep of Reason

Mahmut Saral 3.06.2010 - 12:31
Denizler ötesinde bir macera
Platformlar PC
Cryostasis: The Sleep of Reason
Merlin Puanı 77
Artılar Gerilimli atmosfer
Eksiler Bazı grafiksel hatalar, bazen karşılaşılan donmalar
Cryostasis: The Sleep of Reason, 1981 yılında vuku bulan soğuk bir faciayı konu alıyor. Kuzey Kutbu yakınlarında bir nükleer buz kırıcı gemisi kaza yapmıştır. Gemiye ulaşması ve olan biteni öğrenmesi için, bir Rus meteoroloji uzmanı olan Alexander Nesterov, geminin enkazının bulunduğu yere gönderilir.

Action Forms tarafından geliştirilen yapım, FPS bakış açısına sahip bir hayatta kalma oyunu. Nesterov'un gemiye ulaşması pek kolay olmuyor. Kendisini buzdan bir çukurun içerisinde baygın olarak bulduğumuz karakterimiz, bu esnada sürekli garip hayaller görmeye başlıyor. Bu hayaller, bir bakıma onun gemiye ulaşmak için neler yaptığını kesitler olarak gösteriyor. Bir süre sonra da bu hayallerin yerini, geçmişi gösteren ve içerisinde bulunduğumuz geriye dönüşler (Flashback) alıyor. Hava sıcaklığını eksi rakamlarla ifade edebileceğimiz bir ilkimde, üstelik yalnız başımıza olduğumuzu düşünürsek bu unsurların, en azından ilginç olaylara ve gerilimli bir atmosfere ön ayak olacağını kestirmek zor değil.

Karşılaşacağımız yaratıkları alt etmek için en başta hiç bir silahımız yok. Bu nedenle yumruklarımızı kullanmalı ve ayrıca blok yaparak düşman saldırılarından kurtulmalıyız. Sadece blok yapmak yeterli, çünkü düşmanlarımızın da silahı ilk safhalarda bulunmuyor. Fakat ilerleyen bölümlerde silah kullanabiliyoruz. Herhangi bir boru vanası veya bir adet tüfek bunların arasında yer alıyor. Yapım bana bu yönden biraz da olsa Condemned'i hatırlattı. Cephane bakımından kısıtlı bir imkanımız var.

Cryostasis: The Sleep of Reason
"Abi başın mı ağrıyor? Kafanı koparayım ağrısı geçsin! Ne esprili bir yaratığım değil mi?"

Aslında hayat var

İlerleyiş şemasını oluşturursak, farklı bir boyuta adım atarak yeni bir yol açma ve bu sayede ilerleyebilme yöntemi olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki, tüm gemi personeli donarak hayatını kaybettiği için tek canlı insan, yönettiğimiz Nesterov. Yolumuz boyunca karşımıza donmuş insanlar çıkıyor. Her biri ölmüş, ama üzerlerinde kırmızı bir enerji topu yer alıyor. Bu topu aldığımızda, o insanların ölmeden önceki anılarına adım atabiliyoruz. Çoğu kez bizi uyarıyorlar ve neler yapabiliriz bundan bahsediyorlar. Eğer başarılı olursak, kendimizi yeni bir bölgede buluyoruz. Başarısız olursak, aynı yeri geçene kadar, bulunduğumuz kısımda kalmaya mecburuz. Bu esnalarda, oyunun görselliğinde siyah ve kırmızı tonları üzerine farklı bir tema eklenmiş. Bire bir aynı olmasa da, farklı boyutlar kullanarak yeni bir yol bulma yöntemi, bana Silent Hill: Origins'teki aynaları hatırlattı.

Sıcak mı? Soğuk mu?

Biraz da sağlık sisteminden bahsedelim. Cryostasis, bu amaca hizmet eden bir sayaç bulunduruyor. Bu sayaç, sıcaklığı ve soğuğu ölçüyor. Eğer buz üzerinde veya açık alanda fazla vakit geçirirsek, vücut ısımız giderek düşüyor ve en sonunda ölebiliyoruz. Eğer çok üşümüşsek, bazen çevrede meşaleler bulunuyor.

Oyunda ilerleyiş bazen değişebiliyor. Kimi zaman bot üzerinde veya suyun altında ilerlediğimiz zamanlar da oluyor. Tek değişmez faktör ise, bizi öldürmek isteyen yaratıklar! Görüş ekranımızın kenarları buz tutmuş halde ilerliyoruz. Doğal olarak buzlu ekranın önündeki nesneleri de bulanık olarak görüyoruz. Cryostasis’in grafiksel yönü yeterli seviyede. Genellikle kapalı ve karanlık mekanlarda yer aldığımız yapımın ışık ve gölge efektleri başarılı. Ayrıca fizik destekli Nvidia kartlara sahip kullanıcılar için oyun, Nvidia'nın PhysX uygulamasına izin veriyor.

Tek kişilik senaryosunun dışında online seçenekleri bulunmayan Cryostasis, mükemmel bir yapım değil, fakat farklı bir alternatif arayanlar için ideal bir tercih olabilir.
Yorumlar 23
MK Okuru
MK Okuru 16.04.2024 23:54
Kalan Karakter: 300 Gönder
Cryostasis: The Sleep of Reason
İlginizi Çekebilir