1/4

Devastation

Alper Akkurt 3.06.2010 - 12:31
Nedendir bilinmez filmler geleceği insanların savaşlar nedeniyle yanmış yıkılmış, harap şehirlerde oturduğu zamanlar olarak betimler.
Platformlar PC, PC
Devastation
  • Yapımcı - Yayıncı Arush Entertainment - Novalogic
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Sistem Gereksinimleri
Merlin Puanı 78
Artılar -
Eksiler -

Nedendir bilinmez gelecekle ilgili filmleri, kitapların veya oyunların çoğu daha ileriki zamanları, düzensizliğin hüküm sürdüğü, insanların savaşlar nedeniyle yanmış yıkılmış, harap şehirlerde oturduğu, ölümün kol gezdiği uğursuz zamanlar olarak betimler. Belki geleceğe karamsar bakılarak yapılan işlerin çoğu insanları ilgisini daha fazla çektiği için bu yola sık sık başvurulur. Belki de adamların bir bildiği vardır (paranoya belirtileri başladı:) Neyse sonuçta bu gibi karanlık gelecek teorileri hep oldu ve bundan sonra da işlenmeye devam edecek.

Efendim, işte Devastation (türkçe mealiyle yıkım) kaotik bir ortamın hüküm sürdüğü 2075 yılını konu alıyor. Dünya tamamen mega şirketlerin kontrolü altına girmiş, pislik-radyasyon bir yandan salgın hastalıklar öte yandan insanlığın altını oymuştur. Kötü niyetli bu şirketler sadece kendi varlıklarını sürdürebilmek için hemen her şeye el atmışlar ve gariban takımından insanların ölmesine aldırış bile etmemektedirler. Fakat oyundaki yöneteceğimiz karakter olan Flynn Haskell “Ehhh yetti be, burama kadar geldi Allah mısınız başımıza!” der ve mahalle arkadaşlarının yardımıyla gizli bir örgüt kurar ve başkanlığını üstlenir. Örgütün amacı bu dev şirketlere karşı mücadele ederek hayatta kalmayı başarmış bir grup insanla beraber nurlu ufuklara yelken açmaktır. Fakat bu şirketlerin başındaki adamlarda bu işe elbette hemen eyvallah demez ve örgütle aralarında kanlı bir savaş başlar. İşte konu bundan ibaret. Biz Flynn karakterini yönetiyoruz ve ekibimizle stratejik tesislere saldırma, vur-kaç eylemleri düzenleme, teknoloji çalma, esir düşen kankaları kurtarma gibi standart FPS görevlerine çıkıyoruz. Görev noktaları ekranın sağ üst köşesinde duran pusulada görünüyor ve sizde sadece o noktaya doğru koşuyorsunuz. 

Görevleri yaparken yanımızda takımımız da oluyor. Takım arkadaşlarımıza dur, saldır, beni izle, beni savun gibi basit emirler vermek mümkün. Adamlarda buna uymaya çalışıyorlar ancak bu iletişim bazı noktalarda aksıyor. Şöyle ki diyelim binaya saldırıyoruz ve görevimiz ana bilgisayarı yoketmek bunu sadece biz biliyormuşuz gibi adamlara saldır emri veriyoruz ancak o anda ortalıkta hiç düşman askeri yoksa “üzgünüm ama saldıramam çünkü ortada saldırılacak hiç bir şey yok.” gibisinden bir cevap veriyorlar. Buna karşın gelin görün ki yokedilecek bilgisayarın olduğu yere gelince hepsi birden alete ateş ediyor. Bu benim gözüme takılan bir sorun. Bir de bazen bazı gereksiz noktalara takılıp saçma salak hareketler yapıyorlar ve emirlere uymuyorlar.

Oyuna başlarken önce bize oyunun arcade mi yoksa simulasyon ağırlıklı mı olmasını istediğimiz soruluyor. Eğer arcade’ i seçersek fazla kasmadan dan-dun giderek oyunu oynayabiliyoruz. Eğer simülasyonu seçersek oyun sırasında biraz stratejik yeteneğimizi kullanmamız gerektiği söyleniyor fakat abartmayalım ne de olsa oynadığımız bir real time strateji değil bir FPS ve ne kadar stratejik düşünebilirsiniz ki. Gideceğiniz yol belli, görevler belli. Burada da yine dan-dun giderek oyunu bitirmek mümkün. Oyunda şöyle bir sistem izlenmiş. Hikaye 4 tane büyük (ada diyebileceğimiz) harita topluluğu var. Bu adalardan her birinde 5 veya 6 bölüm var. Sırasıyla bu bölümleri oynuyor ve bitirdikçe yenisine geçiyoruz. Tüm bir adayı bitirince de hikayeye uygun bir şekilde bir bitiş videosu izleyip akabinde diğer adaya gidiyoruz.

Oyunun başlangıcı oldukça monoton gelebilir. Ancak oyun, ilk adanın sonlarına doğru gittikçe açılıyor ve özellikle 2. adada bayağı zevkli dakikalar geçirmenize neden oluyor. İlk adanın son bölümleri ve 2. adayı oynarken açıkçası Resident Evil oynuyormuşum gibi geldi. Kapalı kapıyı bul, bulduktan sonra kilidini kesmek için penseyi bul, şifreli kapıların kilidini kır gibi Resident Evil’ dan tanıdık gelen ( ama R.E’ da çok daha komplikeydi görevler) ancak R.E’ la göre oldukça basit ama yapması bir o kadar da zevkli görevler var. Bunları yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Ayrıca buralarda aksiyon dozu oldukça iyi ayarlanmış. Fakat oyun 3. bölümün ortalarından itibaren sıkmaya başlıyor. Nedenini ise şöyle açıklayabilirim.