1/4

Driver: San Francisco

Erman Demirci 5.08.2010 - 15:46
Kuantum fizikçileri test etti ve onayladı
Sene 99. GTA3'ün çıkmasına 2 sene var. 3 boyutlu açık dünya fikri henüz tam gelişmemiş. Yapımcı firma, pek çoğumuz bilmese de Shadow of the Beast ve Destruction Derby gibi oyunlarda da imzası olan Reflections. Tahmin edeceğiniz üzere satın alınan değil, sıfırdan tasarlanan bir grafik motoru söz konusu. Eski oyunlardaki uğraş ve çaba neymiş yahu. Neyse. Oyundaki kahramanımız sivil polis Tanner, casus olarak Amerika'nın en büyük 4 şehrinin suç dünyasına sızıyor. Banka soygunu şoförlüğü gibi yüzeysel ve küçük işlerin ardından işler büyüyor. Sonuç olarak o benzersiz araba sürüş hissiyle ve sevdiğimiz filmvari oyanışla bütünleşen Driver, GTA3 unutturuncaya kadar yıldız gibi parlıyor.
 
Driver, daha önce pek karşılaşılmamışı karşımıza çıkarmış ve film içi araba kovalamacası hissini bize çok gerçekçi bir şekilde yaşatmıştı. Zaman geçtikçe seri çok iyi becerdiği, orijinal oyunu klasik yapan o "saf sürücülük" hissinden geçip başka bir boyut kazanmıştı, ki çoğu kimse -ben de dahil- bundan hoşlanmadı (Driver 3'ün (Driv3r) ne kadar beklenenin altında kaldığından bahsetmiyorum bile). Bu oyun GTA değil ki, niye böyle dinamikleri zorlandı? Zaten sadece araba sürüşüne odaklanılmış böylesine açık dünyalı oyun da yok ki pek. Sonuç: Hüsran.

Driver: San Francisco
 
Hal böyleyken ne yapılmalı peki? Tabii ki en doğrusu. Teslim olunmalı, malubiyet kabullenilmeli ve oyunculara istedikleri verilmeli. Yani serinin köklerine dönülmek kaydıyla ağız sulandıran araba sürüşü 99'dan diriltilmeli ve cilalanarak önümüze sıcak sıcak getirilmeli. Bakınız: Driver - San Francisco.
 
Ayağın çok ağır senin aga, hoyrat kullanıyorsun canım aracı
 
Hikayeden kısaca söz etmek gerekirse... Driver 3'teki olayların, yani Jericho'nun Tanner'ı vurmasının bir kaç ay sonrası. John Tanner (yönettiğimiz karakter) ve Charles Jericho (alemin en pis "kötü karakteri") İstanbul'daki tehlikeli serüvenden paçasını ucuz kurtarıyor. Fakat anlıyoruz ki Jericho, hapishaneden kaçarak çaldığı polis kamyonetiyle Golden Gate Köprüsünü geçerek firar etmeye çalışırken, kendisinden bezmiş ve onu indirmeye yeminli polis dedektifimiz John Tanner tarafından kafa kafaya girmek suretiyle durduruluyor. Tabii ki iki aracın saatte 110 km/sa hızla birbirlerine girmesi sonucu sürücülerin yaşaması bile mucize diyerekten, John'un komadaki ruyalarına giriyoruz ve intikamımızı hastane odamıza sığamayan hayal dünyasında almak üzere oyunumuza başlıyoruz. İşimiz çok, Tanner'ı düş dünyasından uyandırıp günü kurtarmalıyız.