1/4

Ejderdoğan - Bölüm 11

Emin Çıtak 10.03.2012 - 13:49
İç savaş
Windhelm

Kralların Sarayı… Nord’ların gücünü ve ihtişamını bu kadar iyi yansıtabilecek başka bir yer daha olamazdı.  Taş bloklarla örülmüş koca bir saray. Öylesine büyüktü ki taht odasına ilk defa ayak basanlar, ucu bucağı olmayan tavanın bittiği yeri görmeye çalışırlardı. Saraya gelen Nord’lar ise, bu muazzam yeri yaptıkları için atalarına minnetlerini sunarlardı.

Tahtına kurulmuş olan Jarl’ın huzursuz görünmeye hakkı yoktu. Güçlü kalmak, insanlarına umut vermek zorundaydı. Kendi içinde yanıp tutuşan özgür olma gayesini, halkına geçirebilmesinin tek yolu buydu. Gözleri hep kararlı bakmalıydı, omuzları bir an olsun düşmemeliydi. Çünkü en büyük görevi, atalarına ve halkına layık olabilmekti.

“O gerçek bir Nord’dur. Bize katılacaktır.” dedi Jarl Ulfrick tahtına yaslanarak.
“Bundan o kadar emin olma.” diye karşılık verdi yan odadan gelen ses. “Solitude’den gelen ulakların yolunu kestik. Anladığımız kadarıyla İmparatorluk, Whiterun’ı müttefik olarak saflarına katmak istiyor. Bunun için sürekli Jarl Balgruuf’a baskı yapıyor.”
“Ne yapmamı istiyorsun Galmar?” diye sordu Jarl Ulfrick.

Taş zeminde ayak sesleri yankılanmaya başladı. Ulfrick Stormcloak’un sağ kolu, ağır adımlarla hayatı pahasına hizmet ettiği adamın tahtına yaklaştı. Skyrim’de Jarl’a sözünü geçirebilen yegâne adamdı Galmar.

Ejderdoğan - Bölüm 11
Başında miğfer yerine, omuzlarına kadar gelen, kahverengi ayı postu vardı. Keskin hayvan kemiklerinin süslediği omuzlukları, zırhı ve kollukları deridendi. Sağlamlıkların artması için, yine deriden yapılma şeritler kolluklarına sarılmıştı. Sakalını bir Nord geleneğine uyarak ucunda toplamıştı. Sarışın olmasına rağmen, sakalına düşen aklar, orta yaşının habercisiydiler. Sırtına konuşlandırdığı savaş baltası çentikler içindeydi. Sadece baltaya bakarak bile Galmar’ın savaş tecrübesi hakkında bilgi sahibi olunabilirdi.

“Eğer bizimle değilse,” dedi mavi gözlerini Jarl’a dikerek. “bize karşı olacaktır!”
“Bunu biliyordur.” diye karşılık verdi Ulfrick. “Onlarda biliyordur. Problem zaten bu değil.”
“Jarl’ım daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsun?” diye sordu Galmar.

Jarl Ulfrick cevap vermedi. Tahtından kalktı ve az önce Galmar’ın çıktığı odaya doğru yürümeye başladı. Girdiği yer, direniş planlarının yapıldığı odaydı. Tam ortada, koca bir masanın üzerine Skyrim haritası serilmişti. Haritanın üzerindeki belli yerlere kırmızı, bazı yerlere de mavi işaretler konulmuştu. Harita masasının arkasındaki pencereler gün ışığını içeriye dolduruyordu. Tavanla duvarların birleştiği yerlere boydan boya mavi flamalar asılmıştı. Flamalara işlenen ayı kafası, Stormcloak’u ve Jarl Ulfrick’in otoritesini temsil ediyordu.