1/5

Ejderdoğan - Bölüm 16

Emin Çıtak 12.05.2012 - 14:31
Eleyici'nin Mirası
Bazı şeylere hazır olsanız da korkunuzu yenemezsiniz. Kim olduğunuzun, ırkınızın ve atalarınızın kudretinin hiç bir yararı olmaz. Eliniz çoktan silahınıza davranmıştır ama silahı savurmaktan çok onu düşürmemeye çalışırsınız. Düşmanın kendine olan güveni, sizin daha da sinmenize sebep olur. Karanlığı delip ışığa ulaşmak neredeyse imkansızdır.

Aodray daha önce dövüşmüştü. İyi bir savaşçı olduğunun kendiside farkındaydı. Bu topraklarda bazı mücadelelere katılmıştı. Hatırlayamadığı anılarında muhtemelen başka savaşlarda da bulunmuştu. Hatta bir ejderhayı katletmişti. Kocaman bir baltayla kafasını ezmişti.

Lakin bu sefer farklıydı. Uçan bir yaratığa ulaşabileceği hiç bir yüksek alan yoktu. Güvendiği kılıcı bu sefer işe yaramayabilirdi. Delphine yayını germiş, çoktan ejderhaya doğru nişan almıştı. Cılız okların demir kadar sağlam pullara karşı ne gibi bir etkisi olabilirdi ki? En kötüsü; bu sefer düşman intihara gelmemişti, öldürmeye gelmişti.

Ejderdoğan - Bölüm 16
Sahlokniir havada daireler çizerek uçuyordu.  Delphine'nin attığı oklar hedefini bulmaktan çok uzaktılar. Ejderha sanki onlarla oyun oynuyordu. Avını kıstıran bir kedi gibiydi. Kaçacak  yer yok.

İnsanlar Aodray için Ejderha Avcısı diyordu. Avcı, av olmak üzereydi.

Sonunda atağa geçti. Metrelerce yüksekteyken, bir anda başını yere eğdi ve onlara doğru pike yaptı. Son sürat geliyordu. Aodray ve Delphine farklı yönlere doğru kendilerini attılar. Ucuz kurtulmuşlardı. Eğer yeterince hızlı olamasalardı, ikisinden biri şu an devin çeneleri arasında ikiye bölünmüş olurdu.