1/5

Ejderdoğan - Bölüm 27

Emin Çıtak 14.07.2012 - 13:52
Geçmiş geçmiştir

“Başardın! Kel- Kadim Parşömen. Tiid kreh… qalos. Dokunuşun zamanı kıracaktır.”

Paarthurnax tünediği kayalıktan etkilenmiş gözlerle Aodray’a bakıyordu. Varoluşun en büyük sırlarından biri şu anda ellerinin arasındaydı. Fakat, yine de kararsızdı. Tanrıların istediği bedel, öğreneceği bilgiye değer miydi? Görmeyen gözlerin veya kaybolmuş bir aklın, Alduin karşısında ne yararı olurdu?

“Tereddüt etme, artık soru yok!” diye konuştu Paarthurnax. Aodray’ın zihnini okuyor gibiydi. “Bu senin kaderin! Ve kaderini kabullenmek zorundasın! Yeryüzü senin ve elindeki nesnenin emrinde artık! Oku onu Dovahkiin!

Aodray parşömeni iki ucundan tuttu ve açılan yüzü ona bakacak biçimde tuttu. Birazdan her şey nihayete erecekti.

“Artık bu işi erteleme Dovahkiin! Alduin buraya geliyor. İşaretleri asla kaçırmaz.”

Nefesini tuttu ve parşömeni açtı. Önce hiçbir şey olmadı. Sonra yıldızlar kadar parlak semboller teker teker ortaya çıkmaya başladı. Gözleri daha şimdiden sulanmaya başlamıştı. Harfler iyice belirginleştiğinde bir an tüm ışıklar söndü.

Ejderdoğan - Bölüm 27
Her yer karanlıktı.

Aodray kısa bir süreliğine kör olduğunu sanmıştı. Fakat etrafını saran tuhaf ışığı görebildiğine göre durumu iyi olmalıydı. Işık çemberler çiziyordu. Bir yere gidiyordu, baka bir zamana.

Aylardır Skyrim’in uçtan uca geziyordu. Amacı, onu öldürmek isteyen bir ülkeyi kurtarmaktı. Üstelik tüm bunları onu Helgen’de bloklardan kurtaran canavarı durdurmak için yapıyordu. Kör olmayı bile göze almıştı. Işıklar yeniden kaybolmadan önce Skyrim’in tüm bunlara değip değmeyeceğini düşündü.

                                                                                    ***