1/4

Ejderdoğan - Bölüm 3

Emin Çıtak 16.01.2012 - 13:33
Gergin Sohbet
"Aslında iyi değilim Gerdur." dedi Ralof kadının ellerini yüzünden çekerek.

"Demek duyduklarım doğruydu, tahmin etmiştim." dedi kadın kendi kendine. Sonra da onlar karşılık veremeden durumu açıkladı. "Duyduğuma göre Jarl Ulfrick yakalanmış. Onu ve bazı askerlerini infaz için Helgen'e götürmüşler. Ama sen buradasın, bu nasıl olur?"

Ralof kardeşinin giderek histerikleşen konuşmasını bölüp onu sakinleşmesi için sandalyesine geri oturttu. Kadın gözleri dolmuş bir şekilde Ralof'un elini sıkıca kavramıştı, sanki bıraksa kardeşi kaybolacaktı. Aodray, onun söylentiler nedeniyle ne kadar üzülmüş olabileceğini tahmin edebiliyordu. Acaba kendisinin de bir kardeşi var mıydı? Acaba oda tıpkı Gerdur gibi kendisinin şu anda sağ salim eve dönmesini mi bekliyordu? Belki...

Yine de bu Aodray'a başka bir hayat gibi geliyordu, hatırlayamadığı ve ya asla yaşayamadığı...

"O da kim?" diye sordu Gerdur bir anda. Anlaşılan Aodray'ın yanında oluğunu yeni fark etmişti.
"İsmi Aodray, bir arkadaşım." dedi Ralof, Aodray söze giremeden. "Ona hayatımı borçluyum."
"Ralof biraz abartmadın mı?" dedi Aodray kaşlarını kaldırarak. Sonra da kadına dönerek, "Hanımefendi, kardeşiniz bana hayatını borçlu değil. Aksine beni ölümün eşiğinden kurtaran o. Övgüyü hak eden de o."
"Bir Nord'a yaraşır gibi alçakgönüllü bir ruhun varmış." dedi kadın gülümseyerek. "Kimin kime borçlu olduğu önemli değil. Önemli olan burada olmanız."
"Haklısınız hanımefendi."
"Bir de şu hanımefendi saçmalığını kesersen sevinirim." dedi Gerdur. "Bana Gerdur de lütfen. Ralof'un arkadaşı benim de arkadaşım sayılır."
"O zaman," dedi Aodray gülümseyerek. "Haklısın Gerdur."
"Eh, artık arkadaşınla da tanıştığıma göre bana olan biteni anlatın bakalım." dedi Gerdur. Kendini biraz olsun toparlamıştı.

Ejderdoğan - Bölüm 3
Ralof, "Şey Gerdur," diye rahatsızca etrafına bakındı. "Çevrede bu kadar çok muhafız varken burada anlatamam. Daha rahat konuşabileceğimiz bir yere gidelim. Hem biz açlıktan ölüyoruz. Konuşmaya başlamadan önce bir şeyler yesek?"
"Tamam o zaman bize gidelim." dedi Gerdur. "Zaten yemek saati de yaklaştı. Hep beraber yeriz, ondan sonra anlatırsınız."
"Harika olur!" diye karşılık verdi Ralof. Bu, midesi guruldamaya başlayan Aodray için de harika bir haberdi.
"Gerçekten sana çok minnettar kalırız Gerdur." dedi Aodray, Ralof'u onaylayarak.
"Eh, o zaman düşün peşime bakalım." dedi Gerdur ayağa kalkarak. "Ev yakın zaten."

Gerdur ve ailesinin yaşadığı ev, ufak, taştan örülü bir kulübeden ibaretti. Ev kadar küçük olan ön bahçe ise düzensiz tahta çitlerle çevrelenmişti. Ailenin yegane zenginliği olan bir inek ve bir kaç tavuk bahçede tembel tembel dolanıyordu. Onların yaklaştığını ilk gören sekiz-dokuz yaşlarında olan bir erkek çocuğu olmuştu. Bahçeye girdikleri gibi yanlarına koşmuştu.

"Ralof amca!" diye bağırdı. Heyecandan yanakları pembeleşmişti. Meraklı gözlerle amcasının kınında duran kılıcına bakarak, "Kılıcını görebilir miyim? Onunla kaç güneyli öldürdün? Gerçekten de Ulfrick Stormcloak'u tanıyor musun?" diye soru bombardımanına başladı.

Gerdur, "Amcan çok yorgun Frodnar." diye tatlı-sert çıkıştı. "Yemeğe kadar bekleyebilirsin."
"Ama anne ben Ralof amcayla konuşmak istiyorum."
"Çocuğu rahat bırak Gerdur." dedi Ralof kardeşine dönerek. "O kadar da kötü değilim, en azından bu genç adamla takılacak kadar enerjim var."
Gerdur bunun üzerine gözlerini devirerek, "İyi o zaman, yemek hazır olunca gelirsiniz" dedi ve kapıyı açarak içeri gitti.

Ralof, kardeşi gidince kılıcını çekti ve çömelerek Frodnar ile aynı hizaya geldi. Kılıcını çocuğun minik ellerine tutuşturduğunda mavi gözleri adeta ışıldıyordu.
"Bu benim arkadaşım Aodray" diye çocuğun omuzlarını sıvazlayarak Aodray'ı gösterdi. "Gördüğüm en yetenekli savaşçılardan biri. Tek başına bir imparatorluk kaptanını saniyeler içinde yere serdi."
"Vay canına," diye ağzı bir karış açık ona döndü. "Cidden yaptın mı?"
"Şey, amcanın dediği gibi abartılı olmasa da-"