1/10

Ejderdoğan - Bölüm 30

Emin Çıtak 13.08.2012 - 14:14
SOVNGARDE -FİNAL-
Gecikme için hepinizden özür dilerim. Aodray'ın hikayesine  -daha doğru kendi hikayenize- ortak olduğunuz için çok teşekkür ederim.
                                                                                                                               - Emin Çıtak

Kapılar açıldı. Taş döşeli, daha çok koridora benzeyen koca bir açıklığa çıkmışlardı. Açıklığın sonundaki balkon, Whiterun'ın kuzeyindeki sıra dağlara bakıyordu. Yıldızların ışığı bu soğuk ve uğursuz geceyi biraz olsun aydınlatsa da, yeterli değildi. Skyrim'i içine düştüğü karanlıktan kurtaramazlardı, buna güçleri yetmezdi.

Sert bir rüzgar açıklığa doldu ve kubbe şeklindeki tavanda bulunan avize titredi. Mumların alevi, tavandaki başka bir şeyi daha gözler önüne sermişti. Daha çok devasa bir yaya benzeyen alet, demir zincirler yardımıyla tavana tutturulmuştu. Zincirler, yayın iki yanından aşağıya doğru iniyordu. Halata bağlı kollar ise mekanizmayı harekete geçiriyor olmalıydılar.

Aodray'ın o anda gördüğü şey bir ejderha kapanıydı. Odahviing'i sorgulamasına imkan verecek olan aletti. Şimdi, tek yapması gereken onu çağırmaktı.

"Sanırım hazırsınız Jarl'ım." dedi Aodray, Balgruuf'a dönerek.
"Tıpkı sana söz verdiğim gibi ben ve adamlarım hazırız Ejderdoğan." dedi Balgruuf, muhafız birliğini göstererek. "Zincirler yağlandı, kapanın bakımı yapıldı. Senin işaretini bekliyoruz."

Ejderdoğan - Bölüm 30
Rahatsızlık verici bir histi. Kapanın kontrol edildiği iki kolun çevresinde bir düzine kadar okçu konuşlanmıştı. Zemindeyse yine aynı miktarda muhafız vardı. Irileth ve Farengar onlara liderlik ediyorlardı. İşler ters giderse -ki çok yüksek ihtimalle öyle olacaktı- bu insanlar bir daha ailelerini, arkadaşlarını göremeyeceklerdi. Sadece kendisi olduğunda herşey kolay olurdu, fakat şu anda yaklaşık yirmi askerin sorumluluğu omuzlarına yüklenmişti. Asla sırtlamak istemediği bir yüktü onunki, asla kabul etmediği bir sorumluluk. Fakat yapmak zorundaydı, eğer başarısız olursa ölecek olan kişiler, buradaki yirmi askerin çok daha fazlası olacaktı.

"O zaman şu işi yapalım." dedi Aodray balkonun kenarına gelerek.
"Adamlarım ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. Sen onu tuzağa çektiğinden emin ol yeter." dedi Balgruuf. "Şehrimin kaderini senin ellerine bırakıyorum Ejderdoğan."
"Biliyorum." diye karşılık verdi Aodray. Gözü önce kuzey surlarına, sonra da surun ilerisindeki çiftliklere takılmıştı. Gece esintisiyle tembel bir şekilde dönen yel değirmenlerinin, ejderha aleviyle parçalandığını hayal etti. Olası bir başarısızlıkta, Whiterun'ın karşılaşacağı yıkımı düşündü.
Başarı bir seçenek değil, bir zorululuktu.

"OD-AH-VIING!"