Sekiz dokuz yıl geriye gidelim. DOS kullandığımız, oyunları o zamanların standart çözünürlüğü olan 320x200 pikselde ve 256 renkte oynadığımız zamanlara. Hangimiz kullandığımız ekran kartını veya bu kartın üzerindeki işlemciyi bilirdik? Hangimiz ekran kartı sürücüsünden bahsedebilirdik? Büyük bir hevesle aldığımız yeni bir oyunu 100 MB alana sahip, tozlu ve bir tank misali ses çıkartan sabit diskimizin en ücra köşelerine, kalp atışları içinde yüklerdik. Oyunumuzu oynarken de ne bir FPS düşüşü, ne de bir DirectX sorunuyla karşı karşıya kalırdık. Ta ki 3D devrimi yaşanana kadar. 3. boyut kavramı piyasada yavaş yavaş hakimiyetini kurmaya başladığında; kimileri “3D çıktı mertlik bozuldu” nidaları atarken kimileri de bu yeni teknolojiyi çoktan benimsemiş, 2D oyunların tarih olma vaktinin geldiğini düşünüyordu. Bir gerçek vardı. Oyunlar artık iki boyutlu değildi ve 256 renk modundan çıkmışlardı. Daha yeni ve hızlı sistemlere ihtiyaç duyuyorlardı.
Bir de madalyonun öteki yüzü vardı: Ekran kartları. Ekran kartlarının da oyunlardaki bu ani değişime ayak uydurmak zorunda olmaları yadsınamaz bir gerçekti. “Bundan böyle ekran kartı seçimi, oyun severlerin korkulu rüyası haline gelecek” diyordu donanım üreticileri ve oyun yapımcıları. Nitekim tam dedikleri gibi oldu, ekran kartları büyük bir değişim ve gelişim safhasına girdi. Artık ekran kartları üzerindeki grafik işleme ünitesini veya RAM miktarını tartışır olmuştuk. 4 MB belleğe sahip 3D hızlandırıcılı bir ekran kartı için “bundan iyisi Şam’da kayısı” deyişi ağızlardan düşmüyordu.
Nereden nereye?
O gün bugündür ekran kartları piyasasında sürekli bir gelişme kendini göstermekte. Zamanla ekran kartları üzerindeki bellek miktarları 8, 16, 32, 64 MB derken, 128 ve hatta 256 MB düzeyine çıktı. Grafik işlemcilerin hızı ve kabiliyetleri katlanarak arttı. Günümüz oyun yapımcıları piyasaya sürdükleri her yeni oyunda gerçeğe biraz daha yakınlaşıyorlar yani daha gerçekçi grafikler, üst seviyelerde yapay zeka vs… Tüm bu faktörler çok iyi bir ekran kartını da zorunlu hale getiriyor. Her yeni çıkan oyun, daha iyi bir sisteme ihtiyaç duyuyor. Bundan bir kaç yıl önce yüzlerce dolar sayarak satın aldığımız bir sistem ile yakın zamanda piyasaya sürülecek olan Doom 3 veya Half-Life 2 gibi oyunları, kaliteden ödün vererek “belki” oynayabileceğiz. Belki dedik, çünkü belirttiğimiz bu iki oyunu akıcı bir şekilde oynayabilmek için mecburi sistem veya en azından ekran kartı terfisi yapmak zorunda kalacağız.
Bir çoğumuzun bildiği gibi ekran kartı üzerinde bulunan grafik işleme ünitesi ve bellek miktarı burada ağırlığını hissettirmektedir. Bu yazımızda günümüz ekran kartı piyasasında oyunculara hitap eden ekran kartları ile ilgili küçük bilgileri ve tavsiyeleri bulabilirsiniz.