90’lı yıllara geldiğimiz de ise, küçük çaplı ama etkili gruplaşmalar
başladı (Counter Strike). Böylelikle terörist faaliyetler dünyayı tehdit
ediyordu. Güvenlik güçleri (Rainbow Six) bu gibi tehlikelerle ilgilenirken,
devletin gizli birimleri ise uzay araştırmalarını sıklastırmıştı bile (Half
Life).Insanoğlu, uzaylı yaşam formlarının varlığını kanıtlamış, ama başarısız
deneyler neticesinde bir felakete yol açmıştı. Gordon Freeman isimli genç bir
bilim adamı sayesinde dünya kurtulsa da, bu huzurlu ortam fazla sürmedi.
Uzaylılar bir kez daha dünyaya inmişti bile (Duke Nukem). Fakat bu kez, dünyanın tek
koruyucusu ve kızların bir numaralı tercihi Duke Nukem çıktı sahneye. “Ben
dünyanın kralıyım” diyen Duke, önüne gelen her uzaylıyı öldürdü ve dünya
tarafindan saygıyla karşılanan bir savasçı oldu. 2100’lü yıllara geldiğimizde
ise UAC isimli şirket, Mars’a bir üs kurdu ve bu kez uzaylı yaratıkların yanına
cehennem zebanilerini de ekledi (Doom). Doomguy sayesinde tüm dünya bir kez daha kurtulsa
da, görülüyor ki dünyanın başına daha çok olay gelecek ve bunların
halledilebilmesi için ortaya nice yeni kahramanlar çıkacak...
Birinci sahis bakis açisi: Wolfenstein 3D
Eğer oynadığınız oyunda en azından "aksiyon" unsuru varsa, hayatta kalmak için
mücadele etmek zorundasıniı demektir. Bakış açınız ne olursa olsun, karşınızda
sizi öldürmek isteyen düşmanlar, sizin de halletmeniz gereken görevler vardır.
Bu temayı kapsamlı veya yüzeysel olarak işleyen ve var olan dünyaya
karakterimizin gözünden dâhil olduğumuz tür, FPS türüdür. Wolfenstein'daki
esrarengiz kale ve Naziler sayesinde, ilk kez bir FPS oyunuyla karşılaşmıştık.