1/2

Hitman 3: Contracts

Erdinç Yılmaz 3.06.2010 - 12:31
Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı, peki ya üçücü sefer?
Platformlar PC
Hitman 3: Contracts
  • Yapımcı - Yayıncı IO Interactive - Eidos
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Macera
  • Sistem Gereksinimleri
Merlin Puanı 86
Artılar Daha serbest oynanış, kaliteli müzikler, kısa yükleme ekranları
Eksiler Pek yeni bir özelliği olmaması, zorluk seviyelerinin eşitsizliği

Hitman ile ilk olarak 2000 senesinde tanışmıştık. Kontrolleri biraz sorunlu idi. Ama o zamana kadar görmediğimiz bir atmosferi sahip olmasından ötürü çoğumuzu etkilemişti. Aradan 2 sene geçti ve Hitman 2: Silent Assassin çıktı. İyice oturmuş oynanabilirlik ve kontrol sorunlarının çözülmesi, görselliğin de arttırılması ile çok daha başarılı olmuştu. Çok iyi hatırlıyorum arkadaşlar ile eve kapanıp 4 kişi durmadan oynayarak 2 günde bitirmiştik. Yine aradan 2 sene geçti ve bu sefer elimizde Hitman 3: Contracts var. Acaba geri gelen Ajan 47, gideni aratıyor mu?

Son dönemlerin moda kurgusu; Flashback

Daha çok filmlerde rastladığımız, konunun sondan başa doğru gitmesi atraksiyonu Max Payne ile iyice oyun dünyasına da sıçradı. Çoğu yapımcı bunu kullanmasa da, yapılan oyunlar bana diğerlerine göre daha bağlayıcı ve akıcı geliyor. Açılış videosunda silahın nasıl çalıştığına dair bilgileri aldıktan sonra 47'nin vurulduğunu ve zar zor ayakta durduğunu görüyoruz. Bu kısa videonun ardından doğal olarak konuyu anlamak imkansız. İlerledikçe konunun sondan başa doğru ilerlediğini ve kurşundan ötürü bayılan 47'nin eski hatıraları bize oynattığını anladım. Şimdi bu durumda konudan bahsedersem işin esprisi kalmayacak. Çünkü devamlı gelişen olaylar sizi oyuna bağlıyor ve merak uyandırıyor. Zaten bu merakınız sayesinde kısa denebilecek Hitman 3: Contracts'ı kolaylıkla bitireceksiniz.

Sessiz ve derinden mi yoksa katliam mı?

Bildiğiniz gibi Hitman, oyuncuyu bazı konularda çok serbest bırakan bir oyun. Serinin bu üçüncüsünde olay biraz daha derinleştirilmiş. Sadece gidip öldürmek ve sinsice öldürmek ile sınırlı değil. Bunu anlatmak için ufak bir örnek vereyim. Daha ikinci görevinizde bu tarz durumlar ile karşılaşıyorsunuz. Amacınız öldürmek. Yer bir parti. Hedefimiz biraz obur bir şahsiyet. İsterseniz mutfağa gidip onun için hazırlanan tavuğu alıp içine bir kanca sokarak yanına gidebilir ve bir anda kancayı çıkartıp onu öldürebiliriz. Yada kılık değiştirip yanına güvenlik görevlisi gibi gidip, susturuculu silah ile işini sessizce bitirebiliriz. Birde binanın dışına çıkarak çatısındaki pencereyi açıp vurabiliriz. İçeceğe zehir katmak gibi atraksiyonları zaten tahmin edersiniz, bir önceki oyunda da vardı. Peki yanan bir şöminenin karşısında içkisini yudumlayan hedefinizin içkisine zehir koymak ve gidip normal bir şekilde öldürmek yerine, elinize bir bidon gaz alıp şöminenin boşluğundan atıp komple odayı fezaya uçurmak aklınıza gelir mi? İşte ufak tefek örnekler vermeye çalıştım. Tabii sizler bunları keşfetmek için benim gibi aynı bölümü 4-5 kere oynarsanız bitirmeniz biraz vakit alacaktır. Ama doğrusunu söylemek gerekirse böyle oynamak bana çok zevkli geliyor, ne kadar kısa da olsa oyun süresini de bir miktar uzatmış oluyorsunuz. Hitman'i aynı tarz denebilecek Splinter Cell'den ayıran en büyük özelliği tartışmasız rahatlığıdır. Sam Fisher ile fellik fellik karanlık mekan arayıp, patlatmadık ampul bırakmazken, 47 ile 10 kişinin arasında fütursuzca dolaşabilmek gerçekten büyük ayrıcalık. Bölümlerin yüklenmesi, kayıt yapma gibi şeyler her zaman olduğu gibi çok hızlı. Neredeyse save ile load aynı zamanı alıyor. İlginç bir yenilik ise ölüm esnasında. Sağlığınız çok azaldığında oyun yavaşlıyor, ne kadar az kalırsa o kadar yavaş, ölmenize gıdım kala ekran siyah-beyaz oluyor, ardından dünyaya son bir bakış yapıyor ve yığılıp kalıyorsunuz. İlk gördüğümde pek anlam verememiştim ama olay aynen bu. Aslında güzel, ama biraz uzun tutulmuş gibi. Üst üste yaşadığınızda sıkıcı oluyor.