Bakmakla görmek arasında fark vardır. Bu detayları fark etmiş miydiniz?
Bakmakla görmek arasında fark vardır denilir. Oynadığımız yapımlarda da bu
durum geçerli. Şüphesiz ki hepimiz iyi vakit geçirmek için oyun oynarız.
Yapımcılar da iyi bir ürün sunmak için uğraşır, ama bu sırada birden fazla
oyuncu tipini de göz önünde bulundurur.
Kimimiz sadece hikâyeyi, kimimiz
eğlenceyi, kimimiz ise her şeyi didik didik etmeyi severiz. Bazen bulunması zor
ibareleri görebilir, bazen de sürekli gördüğümüz cisimlerdeki detayları fark
edebiliriz. Doom ve Quake, id Software'ın en önemli iki FPS'si ve bu yapımlarda da irili
ufaklı birçok sırla karşılaşmak mümkün. İşte onlardan bazıları;
Doom 2’deki gerçek yaratık: John Romero
Yapımın geliştiricilerinden John Romero, Doom 2’nin finali itibariyle
oyuncularla karşı karşıya geliyor. Icon of Sin bölümünde, son yaratıkla
karşılaşmadan önce silahlarımızı hazırlıyoruz. Duvardaki yaratığa ulaşmamız
için, en aşağıdaki platforma çıkıyor ve böylelikle yukarıya doğru hareket
ediyoruz. Aslında buna pek gerek yok. Platform yerdeyken tam karşısındaki duvara
doğru koşarsak, içeri giriyor ve burada John Romero’nun kazığa geçirilmiş
kafasıyla karşılaşıyoruz. Tetiği çekmek an meselesi.
Parazitler, birşeyleri saklıyor
Doom 3'ün senaryo modunu oynamak istediğimizde, öncelikle id Software ve Doom 3
logosuyla karşılaşıyorduk. Ara geçişlerde de parazit efektleri kullanılıyor,
fakat iş bu kadar basit değil. Intro kısmını Fraps ile videoya kaydedip, ağır
çekim olarak izlediğimizde, iki adet resimle karşılaşıyoruz. Bunlardan ilki, bir
iskelet kafası ve insana ait olmadığı açık.