Journey

Platformlar PC, PlayStation 3, PlayStation 4
Journey
  • Yapımcı - Yayıncı Thatgamecompany - Playstation Network
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Bulmaca
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 91
80 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%92
Artılar Mutheşem sanat yönetimi. Güçlü anlatım ve başarılı oynanış. Harika müzikler. Çevrimiçi oyun sistemi.
Eksiler Kısa. Çok kısa. "Biraz daha sürsün!" dediğiniz anda bitecek kadar kısa.
Özel İnceleme
Emin Çıtak 27.07.2015 - 17:57
Hiç kalbinizle oyun oynadınız mı?
Video oyunlarının sanat eserleri olarak atfedildiği gerçekliğe oldukça uzak bir bireyim. Bunu defalarca Bakış Aşısı’nda belirttim, belirtmeye devam ediyorum. Oyunların sanat eserleri olabilmesi ve insanlığa veya bağlı bulunduğu akımın kendisine mal olabilmeleri için daha çok fazla zaman var. Trendlere, gelir yapısına, satış rakamlarıyla ölçülen bir sanatı ben kabul etmiyorum. Ama hepsinin ötesinde kendi olmak yerine diğer akımları araç olarak kullanan bir türü sanatla pek bağdaştıramıyorum.

“Sinema filmi gibi” dediğim oyun ne kadar sanatın kendisine ait olabilir ki? Bir oyunun içinde sanatı görmemiz gerekiyor. Yani önce video oyunlarının dertlerini bir oyuna yakışır şekilde bizlere sunması gerekiyor. Oyunlar sanatı kendi içlerinde yaşattıklarında ve diğer sanat dallarını sadece bir destek noktası olarak kullandıklarında bu camianın içinden Jerzy Grotowski’ler, Krzysztof Kieślowski’ler, Akira Kurosawa’lar yükselecek ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Ve onlar bir kuş kadar özgürdüler. Bu, onların macerasıydı.
Elbette bazı oyunlar bu çıtaya çok yaklaştı. Henüz tam olarak, “İşte bu bir sanat!” diyebileceğim bir yapımla karşılaşmasam da Braid, Limbo, Talos Principle gibi yapımlar, gidilen yolun “nasıl” aşılacağı yönünde bazı çıkarımlar yapmamamızı sağladılar. Bu üç oyunun yaşadığı büyük kavram karmaşaları, anlatacak tonla şeyleri olması, onları birer mihenk taşı olarak görmemi sağladı.

Sanat bir yığından oluşur, bilim gibi değildir. 1000 yıl öncesi bugün bile inanılmaz önemlidir. Yoksa, psikopat bir İngilizin yüzyıllar önce yazdığı soneler, oyunlar günümüzde böylesine değerli olur muydu? İşte bizim böyle oyunlara ihtiyacımız var. Bundan elli sene sonra bile güncelliğini koruyabilecek, sanat olma aşamasına katkıda bulunacak eserlere ihtiyacımız var.

İşte tam bu noktada Journey devreye giriyor
  
İtiraf etmek gerekirse ben Journey’i daha önce oynamadım. PlayStation 3 sahibi olmama rağmen bir türlü oynamaya fırsatım olmamıştı. Bu yüzden insanın yüreğini titreten müzik kulağıma geldiğinde, oyun hakkında konuşanları, övgüler dizenleri anladım. Journey farklıydı. Journey, Beethoven’ın her bir notasını özenle seçtiği eserler gibiydi. Tek bir pikselinde boş yer yoktu. Her anından coşku fışkırıyordu
.
Hepsinin ötesinde, Journey gerçek bir maceraydı…

Oyun bana hiçbir şey anlatmıyordu. Çölün ortasında bir başıma oradan oraya koşturuyordum. Çözülmeyi bekleyen bir gizem vardı fakat, anahtara kendi başıma ulaşmam gerekiyordu. Bu, benim maceramdı ve sonuna kadar öyle kaldı.

Oyunun çevrimiçi yapısı gereği, oyun sırasında diğer maceracılar size konuk oluyorlar. O noktada devreye paylaşım giriyor ve notalar eşliğinde doyumsuz bir serüvenin tadını çıkartıyorsunuz. Yanınızda hiç tanımadığınız biri var ama ona öyle kısa sürede alışıyor ve benimsiyorsunuz ki bir süre sonra iki adım atıp, geriye bakmaya başlıyorsunuz. Yol arkadaşınızı kaybetmek, yalnız bir halde çölde dolaşmak istemiyorsunuz.

Ve tam o sırada bunun aslında sizin maceranız olmadığını anlıyorsunuz… Bu hepimizin macerası oluyor.

Karlarla örtülü dağın eteklerinde bunu anlamıştım. İlk ateşimizi bulduğumuzda çılgınlar gibi sevinmemiz unutulacak gibi değildi. Hele ki bir an vardı, uzun zaman sonra bir oyunda bu kadar duygulandığımı hatırlıyorum.
Dağa tırmanırken, bizi engellemeye çalışan düşman yoldaşımı sürekli geriye fırlatıyordu. Ben çaktırmadan karların arasında izlerimi gizlemeyi başardım ve sonunda yolun sonuna ulaştım. Oyun benden devam etmemi istiyordu ama edemedim. Ama o neredeydi? Oturdum ve bekledim. İlerlemek, sonraki aşamaya geçmek zerre kadar umurumda değildi. Dakikalar sonra, karların arasında onun siluetini gördüm. O kadar sevinmiştim ki anlatamam.

O kısacak oyun süresi içerisinde bu ve bunun gibi yüzlerce küçük an yaşadım. Her biri unutulmaz, her biri duygu yüklüydü. Journey paylaşmak üzerine bir oyun. Paylaşmak ve beraber yol almak üzerine bir oyun. Dostluğun, kalbimizi ısıtan harika bir duygu olduğunu güçlü bir şekilde bize gösteriyor.

Bunca güzel sözün ardından istemeye istemeye oyunun tek kötü yönünü ele almak zorunda kalıyorum. Bu büyük bir sır değil: Journey kısa. Hani öyle böyle değil, kısacık. Bekli öyle olması gerekiyordu, belki uzun olsa bunca duyguyu bize yaşatamayacaktı ama kısa işte… İnsan en azından birkaç saat daha sürsün istiyor, hiç bitmesin istiyor.

O kısacak oyun süresi içerisinde bu ve bunun gibi yüzlerce küçük an yaşadım.
Özetle, eğer daha önce hiç oynamadıysanız ve bu macerayı merak ediyorsanız PlayStation 4 için ufak geliştirmelerle gelen Journey’i gözünüz kapalı satın alabilirsiniz. Böylece oyunların nasıl sanata dönüşebileceğini birinci elden görebilirsiniz.
Yorumlar 49
MK Okuru
MK Okuru 28.03.2024 16:19
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 20.08.2018 18:22
Ps3 e almayı düşünüyorum ps4 ile farkı nedir acaba yardımcı olursanız sevinirim
MK Okuru
MK Okuru 8.01.2020 23:50
Online oynamak için para veriyorsun ps4'te ayrıca daha iyi grafikler var ama ps5 çıkacak zaten alma bence
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 19.02.2017 12:17
oyun nereden ücretsiz oynanıyo yaa
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 28.07.2015 18:25
Bunu ileride PSN Plus'ın bedava verme ihtimali var mıdır acaba?
MK Okuru
MK Okuru 15.09.2016 00:06
Verdi kardesim iyi tespit
MK Okuru
MK Okuru 4.09.2016 22:22
Şimdi Bedava
Kalan Karakter: 300 Gönder
NaughtyDog
NaughtyDog 11.07.2016 19:56
Şu oyunu hala oynayamadım ya:(
Kalan Karakter: 300 Gönder
EmirhanTheGamer
EmirhanTheGamer 9.07.2016 11:02
Kuusursuz harika bi 17 kez oynamışımdır
Kalan Karakter: 300 Gönder