1/2

Kara Ekran #29: Carnivale

Emin Çıtak 18.03.2014 - 13:50
Siz burayı sirk mi sandınız?
`Başlangıcın öncesinde, Cennet ve Cehennem arasındaki savaştan sonra, Tanrı Dünya'yı yarattı. Yarattığı eserin kontrolünü insan denilen hilebaz maymuna verdi.  Ve Her kuşakta bir ışığın yaratığı ve bir karanlığın yaratığı doğdu..."

Bazı diziler vardır, onları ailemiz gibi görürüz. Uzun yıllar boyu bizimle birlikte olurlar ve karakterlerin hayatlarındaki iniş ve çıkışları, empati kurarak, sanki biz yaşıyormuşçasına deneyimleriz. Üzüntüleri bizim üzüntülerimiz, mutlulukları bizim mutluluklarımız oluverir.  
Bazı diziler vardır, hevesimizi kursağımızda bırakırlar. Beraber geçireceğimiz onca vakit, yaşanacak bir sürü anı vardır, fakat bizi merak, üzüntü ve hayal kırıklığı içinde bırakıp giderler.

Tüm Zamanların En Tozlu Sanat Eseri
Kara Ekran'ın bu haftaki konuğu, altı sezon olarak planlanan ama sadece iki sezon bizlerle olabilen bir Daniel Knauf yapımı: Carnivale. Yüksek Maliyeti ve düşük reytingleri sebebiyle yayıncısı HBO tarafından kaldırılmış olsa da, takipçilerine doyumsuz zamanlar yaşatan Carnivale, iyinin ve kötünün epik savaşını ucubelerin dünyasına taşıyarak zor olanı başarmış bir dizi.

Kara Ekran #29: Carnivale
Ezoterik imgeler, dini sembollerle süslü ve Eski Ahit'i kendine kaynak olarak seçen yapım, belki de son on yılın en karmaşık, en zor dizilerinden birisi oldu.

"Yaklaşan araçların sesini duyabiliyor musun? Fırtınayı da beraberinde getiriyorlar sanki. Kaldırdıkları toz kilometrelerce öteden görülebiliyor. İçimde kötü bir his var. Kim bunlar? Bir karnavalın ülkeyi gezdiğini söyler dururlardı. Toz bulutu iyice yaklaştı, bir kaç saate kasabamıza gelirler..."

1934 yılının Amerika'sındayız. Ülke tarihinin en zorlu dönemleri olarak kabul edilen Büyük Buhran ve Büyük Kuraklık'ın hüküm sürdüğü zamanlardayız. Ekilen pamuklar nedeniyle erozyona uğrayan toprak, kum fırtınaları eşliğinde ülkeyi terk ediyor. O tozların içinden bir eğlence konvoyu kasaba kasaba dolaşarak insanların bu acınası yaşamlarını bir nebze olsun hafifletmeye çalışıyor.

Dizi, karnaval konvoyunun Ben Hawkings (Nick Stahl) adlı hapishane kaçağının kasabasına uğramasıyla başlıyor. Ben'in annesi yeni ölmüştür ve gidecek hiçbir yeri yoktur. Karnavalın tüm itirazlarına rağmen Samson (Michael J. Anderson), Ben'in annesinin cenazesini düzenlemeye karar verir. Kadını toprağa gömdükten hemen sonra bayılan Ben'i de yanlarına alarak yollarına devam ederler.

Eğer Carnivale'ı izlemeye düşünüyorsanız öncelikle bilmeniz gereken şey, rastlantı diye bir şeyin olmadığıdır.

Kara Ekran #29: Carnivale
Ben ile birlikte ucubeleri tanımaya başlarız. Karnavalın patronu konumundaki cüce Samson, yapışık ikizler, sakallı kadınlar, dansçılar, tarot falı bakanlar... Dışarıdan bakınca paranızı cebinizden çıkartmanız için her şeyi yapabilecek bir düzenbaz ordusuna benziyor. Fakat biraz içeri girince aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyoruz. Çarpık ilişkilerin dört bir yanı sardığı, kazanç uğruna bazen onur ve gururun ayaklar altına alındığı bir yer bu seyyar karnaval. Kötü olduklarından veya çıkar sağlama amaçları olduğundan değil, bunları yapmak zorundalar. Ekonomi inanılmaz kötü durumda ve kazanılan her bir dolar altın kadar değerli.