1/4

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 11

Emin Çıtak 18.09.2011 - 11:10
Elrin aranıyor!
     Elrin tapınağın girişinde sağ tarafta kalan küçük masada Teinaava'yla sohbet ediyordu. Argonian geçen iki haftanın ardından büyük ölçüde iyileşmişti. Tapınağa girdikleri günün ertesinde Ocheeva başta olmak üzere birçok üye ona minnet duygularını iletmişlerdi. Onu tebrik edenler arasında çekici bir Breton olan Antonietta Marie ve hiç gözünün tutmadığı Khajiit M'raaj-Dar'da da vardı. Kaplanların soyundan gelen bu ırk nedense onun için fazla güvenilmezdi. Tal'ı ise geldiklerinden beri hiç görmemişti.

     Yine de huzursuzdu. Kardeşlikte önemli bir pozisyon olan Eleyici rütbesine terfi etmiş olmasına rağmen arka arkaya yaşadığı olaylar yüzünden dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Fakat cebinde -handa içilen şaraplar sebebiyle- boşalmakta olan altın kesesi acilen kontrat almasını ister gibiydi.

     "Elrin, sence Caelia'nın başına bir iş gelmiş midir?"

     "Efendim?" dedi Elrin boş boş bakarak. "Kusura bakma dalmışım yine. Caelia diyordun."

     "Hı hı. Sence diyorum, başına bir iş geldi mi? Sonuçta tutuklandık. O muhafızı duydun."

     Bu aklına birçok sefer gelmişti. Caelia her ne kadar kusursuz bir plan kurmuş olsa da amirleri orada değildi. Şehre geldiğinde bilgilendirme isteyecekti. Caelia'nın mahkumları kendi inisiyatifiyle Merkez Şehir'e götürmesi gibi bir hikaye kadının başına dert açabilirdi. Gerçi Caelia yazığı bir notla Ocheeva üzerinden her şeyin yolunda olduğunu onlara iletmişti.

     "Bence bir şey olmaz Teinaava. Plan kusursuzdu." dedi Teinaava'yı rahatlatmak için.

     "Umarım kardeşim, umarım." dedi Teinaava başını aşağı yukarı sallayarak. Sonra konuyu değiştirmek istercesine:

     "Ee... Sen ne zaman kontrat alacaksın?" diye ekledi.

     "Birazdan Vicente'nin yanına ineceğim. Hava kararmak üzere, uyanmış olmalı." dedi kalkmaya yeltenerek.

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 11
     "Ben de  M'raaj-Dar'ın yanına uğrayacağım." dedi Teinaava karnında kapanmak üzere olan yarayı göstererek. "Tedaviyi sürdürmekte ısrar ediyor."

     "İyi o zaman." dedi Elrin merdivenleri inerken. "Gece'nin Annesi seninle olsun kardeşim."

     Vicente'nin odasına açılan kapının önüne geldiğinde her zamanki gibi duraksadı. Odaya girmek nedense onun için ilk günden beri işkence gibiydi. Eliyle kapıyı iki kez tıklattı.

     "Girin." diye seslendi kapının arkasındaki hırıltılı ses. Elrin kapıyı açarak karanlığın içine daldı.

    "Sen miydin Elrin?" dedi Vicente babacan bir ses tonuyla. "Otur genç Eleyici, kontrat için geldiğini varsayıyorum."

     "Evet, efendim. Kendimi yeni bir görev için hazır hissediyorum."

     Vicente karanlığı yaran mumu yakarken:

     "Demek öyle." diye söylendi Vicente. "Bilmiyorum çocuğum, bu görev seni aşabilir, şimdiden söyleyeyim."

     Aşmak! Zaten tüm bunlar beni aşıyor seni müşfik vampir!

     "Benim için sorun olmayacaktır efendim."

     Vicente bir süre konuşmadı. Sanki doğru cümleleri arıyor gibi gözlerini tavana dikmişti. Bir yandan da sol işaret parmağıyla masaya vurup duruyordu. Sonra gözlerini Elrin'nin gözlerinin hizasına indirdi. Kırmızı gözbebekleri sanki huzursuzdu.

     "Çocuğum, bu kontratın sana verilmemesi için elimden geleni yaptım." dedi Vicente. "Ama Kara El seni sınamaya devam etmek istiyor."

     Elrin, Vicente'nin durumu dramatize etmeye çalıştığı düşünmeye başlamıştı.

     "O lanet herifin neden ölmesi gerektiğini anlamış bile değilim. Sanki oradan çıkabilecek!" Vicente kendi kendine konuşuyordu.

     "Ne kadar zor olabilir ki?" diye sordu Erlin omuzlarını silkerek. "Yani, muhafızların arasına dalacak değilim ya!"

     Vicente'nin sözleri Elrin'in umursamaz tavrını silip attı:

     "Senden tam olarak bunu istiyorlar çocuğum."